fbpx
Yanlış
Doğru

Sonuç

  • Basın yansıyan haber ve demeçlerde kanalizasyon atıklarının müsilaj yoğunluğunu artırdığı belirtilmiştir.
  • Kolera hastalığına neden olan vibrio kolere bakterisinin genellikle tatlı suda yaşadığı araştırmalarla sabittir. Ancak, incelediğimiz bazı araştırmalarda müsilajın deniz suyunun pH gibi ana değerlerini değiştirdiği tecrübe edilmiş ve yayımlanmıştır.
  • Bu durum, müsilajın vibrio kolera bakterisine yaşam alanı oluşturabilme ihtimalini güçlendirmektedir.
  • Bazı araştırmalarda ise vibrio kolera bakterisinin, genellikle müsilajlı bölgede yaşayan deniz canlısı Kopepod’un kafatasında çok daha uzun süre yaşayabildiği gözlemlenmiştir.
  • Tüm bulgular göz önünde bulundurulduğunda, Müsilaj’ın Kolera Salgınına sebep olabilme iddiası çoğunlukla doğrudur.

İddia Yayılımı

Son zamanlarda Marmara Denizinde görülen, halk arasındaki ismiyle “Deniz Salyası”, teknik tabiri ile “Müsilaj”, denizdeki canlıları ve insan sağlığını tehdit ettiği yönündeki iddialar artıyor.  Milli GazeteOnedioWebtekno gibi mecralar yaptıkları haberlerde, Yrd. Doç. Dr Bülent Şık’ın yazısından yola çıkarak, denizdeki salgının kolera salgınını da beraberinde getirebilmesinin mümkün olduğu iddiasında bulundular.

Kanıt

Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık’ın demeci şu şekildedir:

“Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorunu 2007’de de gözlenmişti. Yapılan çalışmalarda müsilaj oluşumuna çok çeşitli bitkisel plankton türlerinin (Proboscia alata, Rhizosolenia sp., Pseudosolenia calcar-avis, Thalassiosira sp., Ditylum brightwellii, Coscinodiscus spp., Leptocylindrus minimus, Skeletonema costatum, Chaetoceros spp., Cerataulina pelagica, Cylindrotheca closterium, Pseudo-nitzschia cf. seriata, dinoflagellate Gonyaulax) yol açtığı belirlenmişti.

Yukarıda sadece bir kısmının isimlerine yer verdiğimiz bitkisel planktonların kolera mikrobunun yerleşebileceği bir ortam oluşturduğunu belirten akademik yayınlar var. Örneğin dünya denizlerinde çok yaygın olarak bulunan ve muhtemelen Marmara Denizi’nde de bulunan bazı dinoflagellata türleri kolera mikrobunu barındıran bir ortam oluşturuyor.

Bu bulgular, geniş coğrafi alanlara yayılan müsilaj sorununun salgın hastalıklara yol açabileceğini dikkate almayı gerektiriyor. Üstelik iklim değişikliği bu sorunu daha da şiddetlendirecektir. Sorunun odak noktasında ise pandemilere yol açan hastalık etkenlerinden biri olan kolera bakterisi (vibrio cholerae) olacak” şeklinde özetlenebilir.

 

Vibrio Kolera Bakterisi

 

Bülent Şık’ın da yazısında belirttiği iklim değişikliği, 2009 da yapılan bir araştırmayla da gözlemlenmiştir. “İklim Değişikliği ve Akdeniz’de Deniz Müsilajı ve Mikrobiyal Patojenlerin Potansiyel Yayılımı” isimli makalede, iklim değişikliğinin müsilaj üzerindeki etkilerinin araştırılırmıştır. Koleraya sebep olan “vibrio kolera” bakterisinin müsilaj yüzünden “kopepod” isimli deniz canlısının kafatasında daha uzun süre yaşayabileceği, bu sebeple de bunun kolera salgınına sebep olabileceği bilgisi verilmiştir. Normalde genellikle tatlı suda yaşayabilen ve çoğalabilen bu kolera bakterisi, müsilaj yüzünden tuzlu suda da uzun süre yaşayabileceği ve çoğalabileceği gözlemlenmiştir.

Bülent Şık’ın yazısında bahsettiği 2007 tarihli “Türkiye- Marmara Denizi’nde diatomlar ve dinoflagellatlarla ilişkili müsilaj olayı” isimli çalışmada, Türkiye’de ilk kez 2007 tarihinde görülen müsilaj, yayılımı ve denizdeki etkileri araştırılmıştır. 3. önemli merkez üzerinde yoğunlaşılan bu çalışmada, özellikle İzmit Körfezi, İstanbul Boğazı ve Adalar’daki denizin özellikleri araştırılmıştır. 1998’de pH seviyesi 8.32-8.48 arası olan İstanbul Boğazı, 2007 deki müsilaj salgını ile birlikte 9.4-9.6 seviyelerine ulaşmıştır. Daha birçok değerin karşılaştırıldığı bu araştırmada bulgular aşağıdaki gibidir.

2007’deki araştırma sonucu ulaşılan bulgular
Bu sonuca itiraz et

Etiketler

  • doğrulama
  • iddia
  • istanbul boğazı
  • kolera hastalığı
  • Kolera Salgını
  • Marmara Denizi
  • Müsilaj
  • vibrio kolera bakterisi

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar