
Ukrayna krizi çerçevesinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi nasıl okunmalı?
24 Şub 2022
14:56
Son birkaç haftadır Rusya ve Ukrayna arasındaki yükselen gerilim çatışmaya dönüştü. 24 Şubat’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yaptığı açıklamada Ukrayna’ya karşı özel askeri operasyon düzenleneceğini söyledi ve Rusya’nın Ukrayna operasyonunu başlattı. Bu konu sosyal medyada gündemin en tepesine yerleşti. Konuyla alakalı Rusya ile Ukrayna arasında gelişen savaşın, ‘3. Dünya Savaşına’ dönüşeceği belirtilirken; Montrö Boğazlar sözleşmesi ile ilgili birtakım paylaşımlar yapıldı.
Doğrula olarak, Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne göre Türkiye’nin boğazlar üzerindeki yetkisini inceledik. Fakat bunu incelemeden önce uluslararası hukukta kabul edilen “savaş açma hakkını” (Jus Ad Bellum) inceleyip uluslararası hukuka göre uygun bir şekilde savaşa girip girmediğine bakacağız. Çünkü Möntro Boğazlar Sözleşmesi’ne göre Türkiye’nin boğazlar üstündeki yetkisi savaşın olup olmamasına göre değişiyor.
Adil Savaş İlkeleri ve Jus Ad Bellum nedir?
Adil savaş kuramı, savaşın gerekçesini, koşullarını, ve ilkelerini belirlemeye yönelik kuramsal bir düşüncedir. Bu kurum iki kısımdan oluşur. Bunlar savaş açma hakkı (Jus Ad Bellum) ve savaş sırasında uyulması gereken kurallardır (Jus In Bello). Bu yazıda sadece savaş açma hakkı üzerinde duracağız.
Birleşmiş Milletler Antlaşması
Rusya ve Ukrayna’nın yanısıra tüm NATO ülkelerinin de üye olduğu Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda savaş açma haklarına değiniliyor. Antlaşmanın 2. maddesinin 4. fıkrasına göre üye devletler, herhangi bir devletin siyasi bağımsızlığına veya toprak bütünlüğüne karşı BM’nin amaçları ile bağdaşmayacak şekilde kuvvet uygulaması veya kuvvet kullanma tehdidinde bulunmasından kaçınırlar. Antlaşmaya göre bu kuralın iki istisnası var:
- Üye ülkelere bir saldırı durumunda ülkelerin bireysel ya da meşru savunma hakkı vardır (Madde 51).
- Güvenlik konseyinin kararları sonucunda operasyon düzenlenebilir (Madde 42).
Koruma sorumluluğu ve insani müdahale
Rusya’nın Ukrayna operasyonu bu iki istisnayı da karşılamamaktadır. Fakat 2005’te BM’nin Dünya Zirvesi’nde kabul edilen “koruma sorumluluğu” yapılan operasyonlara neden olarak sunulabilmekte. Buna göre devletler kendi nüfuslarını toplu vahşet suçlarından korumalıdır. Bu suçlar etnik temizlik, soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı olan suçlardır. Uluslararası toplum, bu suçları önlemeye çalışan devletlere destek vermelidir. Devletler bu suçları önleyemediği takdirde uluslararası toplum buna karşı kolektif önlemler almalıdır. Buna benzer bir kavram da: ‘insani müdahaledir’. Fakat bu konular uluslararası hukukçular tarafından çokça tartışılmakta.
İnsani müdahalenin ne ölçüde olacağı ve nasıl olacağı ile bir kesinlik yok. Putin de operasyonların gerçekleştiği Donbas’ta soykırım olduğunu iddia etmişti. Özetle ortada uluslararası hukuka uygun bir savaşın olup olmadığı yoruma dayanıyor.
Möntro Boğazlar Sözleşmesine göre barış durumunda Türkiye’nin boğazlar üzerindeki yetkisi
1936’da imzalanan Möntro Boğazlar Sözleşmesi Türkiye’nin İstanbul ve Çanakkale Boğazları üzerindeki yetkisini açıkça belirtmektedir. Sözleşmede 10. maddeden 18. maddeye kadar barış zamanında yabancı devletlerin boğazlardaki geçişleri ile alakalı ayrıntılar veriliyor.
Barış zamanında Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler, Türkiye’ye ön bildiri yaparak savaş gemilerini boğazlardan geçirebilir. Kıyısı olmayan devletler ise savaş gemilerini toplam 8 bin tonu aşmadığı sürece Karadeniz’e geçirebilir. Fakat, bu gemiler 21 günden fazla Karadeniz’de duramaz.
Savaş durumunda Türkiye’nin boğazlar üzerindeki yetkisi
19. Maddede ise savaş zamanı Türkiye’nin boğazlardaki yetkileri anlatılıyor. Buna göre Türkiye savaşa dahil değilse, savaşan ülkelerin savaş gemilerinin boğazlardan geçişi yasak olacaktır. Türkiye’yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım bu maddenin istisnasıdır. Diğer ülkelerin savaş gemileri ise anlaşmadaki koşullar sağlandığı takdirde boğazlardan geçebilir. Türkiye savaşa dahil veya yakın bir savaş tehlikesi karşısında ise savaş gemilerinin geçişi tamamıyla Türk hükümetinin inisiyatifindedir.
Özetle…
Eğer Rusya’nın operasyonlarından sonra Türkiye, yakın zamanda bir savaş tehdidi görüyorsa, boğazlarını diğer ülkelerin kullanımına istediği gibi kapatabilir. Eğer Türkiye Ukrayna ve Rusya’nın çatışmasını bir savaş olarak kabul ediyorsa bu ülkelerin savaş gemilerinin geçişini yasaklayabilir.