
Türkiye penceresinden Paris İklim Anlaşması
7 Eki 2021
12:02
27 Eylül 2021 tarihinde yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Paris İklim Anlaşması’nı gelecek ay Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylayama kararı aldıklarını bildirdi. Bu karara muhalefet partilerinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den de destek geldi. Ana muhalefet partisi CHP de Paris İklim Anlaşmasının bir an önce imzalanması gerektiğini dile getirmişti. Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra Paris İklim Anlaşması sosyal medyada gündeme geldi. 6 Ekim 2021’de de Türkiye Büyük Millet Meclisi anlaşmayı onayladı ve anlaşmayla ilgili kanun Resmi Gazete’de yayınlandı. Doğrula olarak biz de Paris İklim Anlaşması ile ilgili önemli gördüğümüz bilgileri sizinle paylaşmak istedik.
Paris İklim Anlaşması nedir?
Paris İklim Anlaşması küresel ısınmayı kontrol altına almayı amaçlayan uluslararası bir anlaşmadır. Yasal olarak bağlayıcılığı olan anlaşma Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda 12 Aralık 2015 tarihinde 196 ülke tarafından imzalanmıştır. 4 Ekim 2016’da da yürürlüğe girmiştir. Anlaşmanın hedefi küresel ortalama yüzey sıcaklığının artışını, endüstri dönemi öncesine göre, 2 derece ile sınırlandırmaktır. Dahası mümkünse artışı 1,5 dereceye düşürmektir. Anlaşmayı Türkiye dahil 192 ülke onaylamıştır. Libya, Eritre, Yemen, İran ve Irak ise anlaşmayı imzalamış ama henüz onaylamamıştır.
Paris İklim Anlaşması’nın önemi
Küresel ısınmayı kontrol etmek için ülkelerin işbirliği yapmasına ihtiyaç vardır. Bu anlaşma ile de o sağlanmaktadır. Benzer bir anlaşma olan Kyoto Protokolü 2020 yılında sona erecektir. Kyoto Protokolü’nden çok daha geniş kapsamlı olan Paris İklim Anlaşması ile 2050 yılında sıfır karbon gazı salınımını hedefini gerçekleştirmek için ülkeler bir an önce karbon gazı salınımında zirveyi görüp oradan bu salınımı azaltmayı hedeflemektedir.
Paris İklim Anlaşması çerçevesinde işbirliği
Paris İklim Anlaşma çerçevesinde ülkeler arasında işbirliği yapılması amaçlanır. Bu işbirliği ile gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere karbon gazı salınımını azaltma konusunda finansal açıdan destek olması beklenmektedir. Örneğin gelişmiş ülkeler fosil yakıtlardan yenilebilir enerjiye dönüşümü için gelişmekte olanlara hibe veya kredi sağlayabilir. Diğer bir işbirliği konusu ise ülkelerin birbiri ile teknoloji paylaşımı yapmasıdır. Karbon gazı salınımını azaltacak teknolojilerin paylaşımı ve işbirliği yaparak geliştirilmesi hedeflenmektedir. Son olarak ise gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere kapasitelerini geliştirmeleri konusunda destek olmaları beklenmektedir.
Ulusal Katkı Beyanı
Anlaşmanın amaçlarını gerçekleştirmek için bu anlaşmaya üye devletler Ulusal Katkı Beyanı’nda bulunmaktadır. Bu beyan ile devletler kendi şartlarına göre gelecek yıllar için karbon gazı salınımı hedefini açıklar ve buna uymada taahhütte bulunur. Devletlerden her beş yılda bir bu hedeflerinde iyileştirmeler yapması beklenir. Bu hedef dört şekilde belirlenebilir. Bunlar mutlak azaltım, tavan emisyon yılı, referans senaryodan azaltım ve emisyon yoğunluğu hedefidir. Türkiye de anlaşmayı onaylamasa da bu beyanda bulunmuş ve referans senaryodan azaltım ile hedeflemiştir.
En çok karbon gazı salınımı yapan ülkeler ve anlaşmaya göre hedefleri
Ülkeler | Dünya’daki Karbon Gazı Salınımı oranı | Sıfır Karbon Gazı Salınımı Hedef Yılı |
1. Çin | %29.18 | 2060 |
2. ABD | %14.02 | 2050 |
3. Hindistan | %7.09 | – |
4. Rusya | %4.65 | – |
5. Japonya | %3.47 | 2050 |
6. Almanya | %2.17 | 2045 |
7. Kanada | %1.89 | 2050 |
8. Iran | %1.80 | – |
9. Güney Kore | %1.69 | 2050 |
10. Endonezya | %1.48 | – |
11. Suudi Arabistan | %1.45 | – |
12. Brezilya | %1.29 | 2050 |
13. Meksika | %1.23 | 2050 |
14. Avustralya | %1.16 | 2050 – 2100 |
15. Güney Afrika | %1.09 | 2050 |
16. Türkiye | %1.03 | – |
17. İngiltere | %1.03 | 2050 |
18. İtalya | %1.00 | 2050 |
19. Fransa | %0.93 | 2050 |
20. Polonya | %0.83 | 2050 |
Bu tabloya göre ABD ve Çin dünyadaki karbon salınımın yaklaşık yüzde 40’nı oluştururken ilk beş ülke de %60’a yakınını oluşturmaktadır. Ülkeler ayrıca 2030 yılı için de hedefler koymaktadır. Dünya’daki karbon salınımını %30’na yakınını oluşturan Çin 2030 yılına kadar karbon salınımında zirveyi görüp sonra karbon salınımını azaltmayı planlamaktadır. Küresel ısınma artışında 2-3 derece arasını hedeflemektedir. Yeşil enerjinin payını ise %15.3’ten %25’e çıkarmayı hedeflemektedir. Trump yönetiminde anlaşmadan ayrılan ABD Biden ile beraber anlaşmaya geri dönmüştür. ABD 2030 yılında karbon gazı salınımında 2005 seviyesinin %50 altına inmeyi planlamaktadır. Bu hedefe ulaşırsa ABD kendisi için 2 derecelik hedefe ulaşmış olacak. Hindistan’ın ise 2030 hedefleri bir hayli düşüktür. Hindistan 2030’da küresel ısınma artışında 4 dereceyi hedeflemektedir.
Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı bugüne kadar neden onaylamadı?
Cumhurbaşkanı gelecek ay anlaşmayı onaylayacağını açıklasa da bu zamana kadar anlaşma onaylanmamıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na göre Türkiye iki konuda anlaşamamaktadır. İlk olarak Türkiye finansal ve teknoloji desteği konusunda Türkiye’ye benzer ülkelerle aynı şekilde muamele görmek istemektedir. İkinci olarak Türkiye ekonomik büyüme, nüfus artışı gibi sebeplerden dolayı mutlak emisyon azaltımı yapması imkansızdır. Türkiye anlaşmaya göre gelişmiş ülkeler içinde yer almaktadır. Gelişmiş ülkelerin sorumluluklarını alması beklenmekte ve finansal destek alamamaktadır. Türkiye ise yenilenebilir enerji için Yeşil İklim Fonu’ndan kredi almak istemektedir.
Türkiye’nin hedefi ve muhtemel sera gazı salınım oranı
Anlaşmayı onaylamasa da Türkiye de 2030 yılı ve 2050 yılı için hedeflerini açıklamıştır. Türkiye 2050 yılında 1,5 derece hedefine ulaşmayı beklemektedir. 2030 yılı içinse Türkiye hiçbir şey yapmazsa karbon gaz salınımının 1 milyar 175 tona çıkacağını söyler ve alınacak önlemlerle 929 milyon tonda tutulacağı yani “artıştan %21 oranında azaltım” hedeflemektedir.
Türkiye’nin karbon gazı salınımı 2019 yılında 506,1 milyon tondur. Verilere Türkiye’nin 2017’den sonraki karbon gazı salınımı azalmaktadır. Türkiye 2030 yılına kadar karbon gazı salınımının 939 milyon tona ulaşması için her yıl yaklaşık 40 milyon ton karbon gazı salınımını arttırmalıdır. Önceki tarihlerin verilerine baktığımızda da bu düşük bir olasılık gibi gözükmektedir. Yani 2030 yılı için Türkiye daha iyi bir hedef koyması mümkündür.

Paris İklim Anlaşması hakkındaki bazı iddialar
Paris İklim Anlaşması gündeme gelince pek çok anlaşma hakkında pek çok iddiada ortaya atıldı.
İddia 1: Paris İklim Anlaşması hayvancılığın yok olmasını sağlayıp yerine yapay etin getirilmesini sağlayacak.
Yanlış
Paris İklim Anlaşması’nda hayvancılık ile ilgili herhangi bir madde bulunmamaktadır. Gıda ile alakalı ise Paris İklim Anlaşması gıda güvenliğinin sağlanmasının ve açlığın bitirilmesinin temel öncelik olarak kabul edilmesini belirtir. Ayrıca, küresel ısınmanın gıda üretimine yaptığı olumsuz etkinin dikkate alınmasını ister. Küresel ısınmanın olumsuz etkilerine uyum sağlarken de gıda üretiminin tehlikeye atılmaması gerektiğini söyler. Diğer yandan Birleşmiş Milletler’in Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre dünyadaki karbon gazı salınımının %14.5’u hayvancılıktan kaynaklamaktadır. “Sığır eti ve sığır sütü üretimi” ise hayvancılıktan dolayı karbon gazı salınımının %65’ni oluşturuyor. Karbon gazı salınımının azaltılması için ise et tüketiminin azaltılıp yerine sebze tüketiminin arttırılması öneriliyor. Bir araştırmaya göre de Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için gıda üretiminde de değişime gidilmesi gerekiyor. Fakat şu anlık yapay et üretimine dair bir çözüm önerilmemektedir. Yapay et ile ilgili araştırmamıza buradan bakabilirsiniz.
İddia 2: Karbon gazı salınımına en çok sebep olanlar sorumluluk almamaktadır.
Yarı Doğru
Sosyal medyadaki bazı paylaşımlarda karbon gazı salınımına sebep olan ülkelerin sorumluluk almadığı iddia edildi. Bu paylaşımların birinde Çin’in anlaşmada yer almadığı söylendi. Dünyada karbon gazı salınımının neredeyse yarısı Avrupa Birliği, ABD ve Çin’e aittir. Fakat üçü de Paris İklim Anlaşması’na üyedir. Hedeflere baktığımızda ise Avrupa Birliği 2030’a kadar 2 derece hedefinin altına ulaşabileceğini amaçlarken, ABD 2 ve 3 derece arasında kalacağını söylemiştir. Çin ise 3 ve 4 derece arasında kalacağını hedeflemiştir. Buradan Çin’in karbon gazı salınımını azaltma konusunda çok geride kaldığı söylenebilir. Buna ek olarak, daha iyi değerlendirmek için ülkelerin kişi başına düşen karbon gazı oranına da bakılmalı. Katar 37.29 ton ile kişi başına düşen en çok karbon gazı salınımına ait ülkedir. ABD’de de bu 15.52 ton, Çin’de 7.38 ton, Avrupa Birliği 6.6 tondur. Türkiye’de ise bu sayı 4.61 doğrudur.
İddia 3: Paris İklim Anlaşması gelişmekte olan ülkelerin sanayisine darbe vuracaktır.
Yanlış
Sosyal medyada pek çok kullanıcı Paris İklim Anlaşması’nın gelişmekte olan ülkelerin sanayisine darbe vuracağını iddia etti. Anlaşmanın Türkiye’nin de sanayisinin olumsuz etkileyeceği söylendi. Öncelikle Paris İklim Anlaşması’nda ülkeler karbon gazı salınımını ne kadar ve ne zaman azaltacağını kendisi belirlemektedir. Anlaşmaya göre gelişmiş ülkeler gelişmekte ülkelere yenilebilir enerjiye dönüşümü desteklemek amacıyla finansal ve teknolojik destek vermektedir. Ayrıca Paris İklim Anlaşması herhangi bir yaptırım maddesi içermemektedir. Anlaşmanın üyesi olmak ve hedefler belirmek devletlerin rızasına bağlıdır. Gelişmekte olan bazı devletler de karbon salınımını hemen değil, belirli bir gelişime ulaştıklarında azaltmayı hedeflemektedirler. Bunlara ek olarak anlaşma sanayi gelişiminin durmasını değil, çevreye zararını en aza indirerek gelişimini desteklemektedir. Son olarak yeşil enerjiye dönüşüm ile gelişmekte olan devletlerin diğer ülkelerin enerjisine olan bağımlılığı azalabilir.