fbpx

Bir önceki yazımızda Suriyeli sığınmacıların çoğunun Geçici Koruma statüsünde olduğunu göstermiştik. Hem sosyal medyada hem de bazı muhalefet liderlerinin konuşmalarında Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesine dair bazı söylemler geliştirildiğini görüyoruz. Bazı muhalefet partileri iktidara geldikleri takdirde Suriyelileri göndereceklerine dair planlar yaptıklarını açıklıyor. Fakat bu politikanın hukuka ne kadar uygun olduğu konusu tartışmaya açık. Bu yazımızda da bu meselenin hukuksal boyutuna bakacağız.

Mültecilerin Hukuki Statüsüne ilişkin Sözleşme

İkinci Dünya Savaşı sonrasında mültecilerin korunmasına dair bir sözleşme imzalanmıştır. Türkiye’de çekince koyarak bu sözleşmeye üye olmuştur.  Sözleşmenin ilk maddesi anlaşmanın mülteci olarak kimi kapsadığı ile alakalıdır.

 

“1. Madde

1 Ocak 1951’den önce meydana gelen olaylar sonucunda ve ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden, zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle , yararlanmak istemeyen; yahut tabiiyeti yoksa ve bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen her şahsa uygulanacaktır.

…”

Sözleşmeye göre imzacı devletler sadece Avrupa’da meydana gelen olaylardan dolayı mı yoksa her yerde meydana gelen olaylardan dolayı mı mültecileri kabul edeceğini kendisi seçecektir. Türkiye de sadece Avrupa’da meydana gelen olaylardan dolayı gelenleri mülteci olarak kabul edeceğini açıklamıştı. 1967 yılında mültecilere dair bu sözleşmeye ek olarak bir protokol imzalanmış ve zaman ile coğrafya sınırları kaldırılmıştır. Fakat Türkiye bu protokolü imzalarken de mülteci sayılacak kişilerin sadece Avrupa’da meydana gelecek olaylardan dolayı gelen kişileri kapsayacağını tekrar beyan etmiştir. Bu sebeple Suriye’deki çatışma sonucunda gelen sığınmacılar mülteci statüsünde değildir. Bu mülteciler yalnızca geçici koruma statüsündedir.

Türkiye ve Avrupa Birliği Geri Kabul Anlaşması

16 Aralık 2013’te Türkiye ve Avrupa Birliği Geri Kabul Anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre Avrupa Birliği ülkelerine izinsiz giren üçüncü ülke vatandaşları eğer,

(a) Bu kişiler geri kabul başvurusunun ibrazı esnasında Türkiye topraklarından bir Üye Devletin topraklarına doğrudan giriş için Türkiye tarafından düzenlenmiş geçerli bir vizeye sahip,

(b) Türkiye tarafından düzenlenmiş bir ikamet iznine sahip veya

(c) Türkiye topraklarında kaldıktan veya transit geçiş yaptıktan sonra Üye Devletlerin ülkesine yasadışı ve doğrudan giriş yapmış ise

Türkiye’ye geri kabul edilir. Aynısı Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye yasadışı geçiş yapan üçüncü ülke vatandaşları için de Avrupa Birliği’ne geri kabulü için de geçerli. Fakat bu durum Avrupa Birliği’ne geçenlerden daha nadir.

Geçici koruma yönetmeliğine göre geri dönüş

6458 Nolu Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 91.maddesine göre “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.” Bu konuyla alakalı genel hususlar Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı yönetmelikle düzenlenir. Buna yönelik 2014 yılında Geçici Koruma Yönetmeliği yayınlandı.

Bu yönetmelik Suriyeli sığınmacıları geçici koruma statüsü ile alakalı genel hususları gösteriyor.

Yönetmeliğin 6. Maddesi:

“Bu Yönetmelik kapsamındaki hiç kimse, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilemez. (2) Genel Müdürlük, ilgili mevzuata göre ülkemizden gönderilmesi gerektiği halde, birinci fıkra kapsamında ülkemizden gönderilemeyecek yabancılar hakkında idari tedbirler alabilir.

…”

 

Yönetmeliğin 11. Maddesi:

“Geçici koruma uygulamasının sona ermesi

MADDE 11- (1) Bakanlık, geçici korumanın sona erdirilmesi için Cumhurbaşkanına teklifte bulunabilir. Geçici koruma, Cumhurbaşkanı kararıyla sonlandırılır.

(2) Cumhurbaşkanı, sonlandırma kararıyla birlikte;

  1. a) Geçici korumayı tamamen durdurarak geçici korunanların ülkelerine dönmesine,
  2. b) Geçici korunanlara, koşullarını taşıdıkları statünün toplu olarak verilmesine ya da uluslararası koruma başvurusunda bulunanların başvurularının bireysel olarak değerlendirilmesine,
  3. c) Geçici korunanların, Kanun kapsamında belirlenecek koşullarda Türkiye’de kalmalarına izin verilmesine, karar verebilir.”
  4. maddeye göre ise kişinin Türkiye’den kendi isteğiyle ayrılması veya üçüncü bir ülkenin korumasından faydalanması ile geçici koruma statüsü sona erer. 13 maddeye göre ise 12. Maddeye göre geçici koruma statüsünü kaybedenlerin Türkiye’ye geri döndüğü taktirde geçici koruma statüsünün uygulanıp uygulanmayacağına Genel Müdürlük karar verir.”

5. Maddenin ilk fıkrasında ise:

“Cumhurbaşkanının geçici korumanın sona erdirilmesi kararını müteakip, geçici korunanların Türkiye’den çıkış yapması esastır.”

Özetle; bu yönetmeliğe göre Cumhurbaşkanı’nın kararı doğrultusunda geçici korumanın sona erdirilmesine karar verdiğinde geçici korunanalar Türkiye’den çıkış yapmalıdır. Fakat bunun için geri dönecek sığınmacıların işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulmayacağından veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunulmayacağından emin olunması gerekiyor. Tartışmalarda da temel konu bu oluyor. Ayrıca Türkiye’den ayrılan geçici korunanların bu statüsü iptal edilebilir.

Suriye artık güvenli mi?

Bu durumda Suriye’nin geri dönebilecek sığınmacılar için güvenli olup olmadığı konusu önemlidir.  Bu konuda da iki ayrı görüş bulunuyor.

2021 yılının Mart ayında yayınlanan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Suriyeli sığınmacıların uluslararası korunma statüsü ile ilgili bir rapor yayınladı. Bu rapora göre Suriye’de 2017’den bu yana önemli değişiklikler oldu. Suriye rejiminin kontrolü önemli ölçüde arttı. Fakat yine de sivilleri güvenliği tehlikede. Uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk ihlalleri devam ediyor. Bu raporda ayrıca Suriye rejiminin savaş suçu işlediğine, insanlığa karşı suçlar işlediğine ve sivillere yönelik saldırılar gerçekleştirdiğine dair raporlar olduğu bildiriyor. Birleşmiş Milletler ve insan hakları gözlemcileri özellikle rejim karşıtlarının keyfi tutuklamalara, hayatı tehlikeye atacak koşullarda gözaltına, işkenceye, adil yargılanma ihlallerine ve cinsel şiddete maruz kaldığı belirtiliyor. Ayrıca raporda rejimin 15 yaş altı çocukları askere aldığı ve kullanıldığı söyleniyor.

Refugee Protection Watch isimli 5 organizasyonun koalisyon 17 Kasım 2021 tarihindeki raporunda Suriye’nin geri dönüşler için güvenli olmadığı sonucuna vardı. Hatta Suriye’deki koşulların daha bozulduğunu bildirdi. Suriye’ye geri dönüp tekrar Suriye’yi terk edenlerin de arttığını söyledi.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi doğru şartlarda Suriyeli sığınmacıların Suriye’ye dönmesinin pozitif bir gelişme olacağına inanıyor. Geri dönüşlerin güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde olmasını öneriyorlar. Toplu geri dönüş yerine bireysel dönüşlerin olması gerektiğini söylüyorlar. Suriye’deki durumun hala karışık olduğunu, insan hakları ihlalleri ve şiddetin devam ettiğin ve sağlık sistemi ile altyapı önemli ölçüde zarar gördüğünü bildiriyorlar.

Human Rights Watch isimli organizasyon 20 Ekim 2021’de yayınladığı raporda Suriye’nin bölümlerinde 2018’den bu yana çatışmalar sona erse de, Suriye’nin güvenli olmadığı söyleniyor. Geri dönen Suriyelilerin insan hakları ihlalleri ile, işkencelerle ve kaçırılmalarla karşılaştığı bildiriliyor. Geri dönenlerin basit ihtiyaçlarını karşılamada ve hayatta kalmada zorlandıkları belirtiliyor.

Uluslararası Af Örgütü de yayınladığı raporda Suriye’ye geri dönen sığınmacıların tecavüz ile, cinsel şiddet ile, keyfi tutuklamalar ile, işkence ve diğer kötü muameleler ile ve gözaltında zorla kaybolma ve ölümler ile karşılaştığını belirtiyor.

Euromed Rights isimli organizasyon Avrupa Birliği’nin 6. Brüksel Konferansı için hazırladığı önerilerde Suriye’nin sığınmacılar için tehlikeli olduğunu bildirdi.

Suriyelilerin gönüllü geri dönüşüne yönelik ise Suriye Barometresi 2020 yılı raporunda Suriyeli sığınmacıların yüzde 77,8’i dönmeyi hiçbir şekilde istemiyor, yüzde 16’sı savaş biterse ve istedikleri yönetim şeklide olursa döneceklerini söylüyor.

Bu raporları göz önüne aldığımızda Suriyelilerin geri dönüşüne yönelik politikalar hukuka uygun olmayacaktır. Fakat Suriye rejimi 30 Nisan 2022 tarihinde bu tarihinden önceki terör suçlarını kapsayan genel af çıkarması gibi gelişmeler oluyor. Geri dönmesi beklenen sığınmacıların güvenliği sağlanabildiği taktirde sığınmacıların geri dönüşüne yönelik politikalar geliştirilebilir.

Etiketler

  • cenevre
  • esad
  • göçmen
  • Human Rights Watch
  • içişleri
  • mülteci
  • mülteci hukuku
  • rapor
  • sığınmacı
  • sığınmacı krizi
  • suriye barometresi
  • Suriye Rejimi
  • suriyeliler
  • Uluslararası af örgütü

Diğer Yazılar