Savaş dezenformasyonu: İsrail-Filistin çatışmaları sırasında en çok karşılaştığımız yanlış bilgi türleri
23 Kas 2023
10:41
7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı Aksa Tufanı, 45 gündür sosyal medyanın odağında yer alıyor. Ancak sosyal medyadan doğru bilgiye ulaşma olanağı her geçen gün biraz daha azalıyor. İsrail-Filistin arasındaki çatışmalar üzerine yoğunlaşan dezenformasyon türleri, savaşın sosyal medyaya da sirayet etmesine yol açıyor.
7 Ekim 2023’te başlayan İsrail-Filistin çatışmaları, 45 gündür devam ediyor. Dolayısıyla binlerce insanın hayatını kaybettiği çatışmalar ağırlıklı olarak hem medyanın hem de sosyal medyanın odağında yer alıyor. Ancak bu tür kriz anlarında özellikle sosyal medyada yanlış bilgi yayılımı da kaçınılmaz bir şekilde artıyor. Doğrula da bu süreçte İsrail-Filistin çatışmaları ile ilgili 37 doğrulama analizi kaleme aldı. Ortaya atılan bu iddiaların 25 tanesi, yani büyük bir çoğunluğu, yanlış ilişkilendirme yoluyla oluşturulmuştu. 7 tanesi uydurma, 2’si manipülasyon, 2’si yanlış bağlam kurma ve 1’i de çarpıtma içeriyordu.
Analizlerde dikkat çeken nokta ise, analizlerimize konu olan tüm iddiaların birer görüntüyle ve çoğunlukla güncel olmayan görüntülerle ilişkilendiriliyor olmasıydı. Doğrula’nın 37 analizinden 20’si güncel olmayan görüntüler üzerinde yoğunlaştı. Öte yandan oyun görüntüleri, yanlış altyazıyla manipüle edilen videolar, bir filmin sahne arkası görüntüleri ve yapay zeka ile oluşturulan görüntüler de Doğrula’nın yakaladığı yanlış bilgiler arasındaydı.
Analizlerimizin Büyük Çoğunluğu Yanlış İlişkilendirilmiş veya Uydurulmuş İçeriklerden Oluştu
Yanlış İlişkilendirme
Yukarıda da belirtildiği gibi, yanlış ilişkilendirme, İsrail-Filistin çatışmaları sürecinde sosyal medyada en çok karşımıza çıkan yanlış bilgi türü oldu. Üstelik bu yanlış iddialar her zaman bir görüntüyle ve genellikle güncel olmayan bir görüntüyle ilişkilendirildi. Örneğin, bir Suudi imamın Gazze’ye destek çağrısı yaptığı için tutuklandığı iddiası ortaya atıldığında bunu desteklemek için bir video da kullanılmış.
Ancak söz konusu video, 2018’de Medine’de kaydedilmiş. Üstelik Gazze’de gerçekleşen çatışmalar ile bir ilgisi de bulunmuyor. Suudi haber kaynaklarından yapılan açıklamaya göre video, zihinsel rahatsızlıkları bulunan ve cuma namazından önce hutbe vermeye çalışan kişiyi gösteriyor.
İsrail-Filistin meselesi yalnızca şimdiki zamanla ilgili değil, esasında uzun yıllardır devam ediyor. Dolayısıyla bazı iddialar da iki ülke arasında geçmişte yaşanan çatışmalara dayanıyor. Yani içerik olarak bilgi doğru ve İsrail-Filistin meselesiyle ilişkili olsa bile güncelmiş gibi paylaşılarak dezenformasyona neden oluyor.
Filistin’e destek için sınırı geçmeye çalışan Lübnanlıları gösterdiği iddiasıyla paylaşılan video bu tür dezenformasyona örnek gösterilebilir. Video 11 gün devam eden İsrail-Filistin çatışmalarında kaydedilse de bu çatışmaların tarihi 2021 yılı; yani güncel değil.
Bu süreçte savaş oyunlarından alınan görüntüler de sıklıkla İsrail-Filistin arasındaki çatışmalara atfedildi. Örneğin Hamas’ın hava saldırısına uğrayan bir İsrail askerini gösterdiği iddiasıyla paylaşılan video esasında Squad oyununa gelen güncellemenin 7 Aralık 2022’de yayınlanan tanıtım içeriğini gösteriyordu.
Yanlış ilişkilendirilen görüntüler arasında bir kısa filmin sahne arkası görüntüleri de yer aldı. ‘Filistinlilerce öldürülen İsrailli çocuk’ iddiası yaymak için gerçekleştirilen çekimleri gösterdiği iddiasıyla paylaşılan video da Doğrula’nın incelemeleri arasındaydı. Video aslında, 2022’de çekilen ve Filistinli Ahmed Manasra’nın hayatını anlatan ‘Empty Space’ isimli kısa filmin sahne arkasını gösteriyordu.
Uydurma
Doğrula İsrail-Filistin çatışmaları ile ilgili ortaya atılan Gazze’ye yönelik saldırılar durdurulmazsa Katar’ın küresel gaz ihracatını keseceği iddiası, Kim Jong-Un’un Kudüs’ün işgali hakkında Müslümanlara yönelik söylemi gibi uydurma iddiaları da inceledi. Bunlardan bazıları görsel veya yazılı hiçbir kaynağa dayandırılmazken bazıları ise üzerinde düzenleme yapılan video içerikleri kaynak gösteriyordu. İki ülke arasında yaşanan ve tüm dünyayı etkileyen çatışma, gerilim gibi durumlarda dünya liderlerinin söylemediği sözler onlara atfedilebilir. Bu, sosyal medya kullanıcılarını yönlendirmek üzere kullanılan bir yöntemdir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ABD’yi savaşa girme konusunda uyardığı iddiası veya Kim Jong-Un’un Müslüman liderler hakkındaki söylemine dair iddia buna örnek gösterilebilir. İddialardan ilkinde kaynak olarak altyazısı değiştirilmiş bir video kullanılırken, ikincisinde görsel veya yazılı hiçbir kaynağa rastlanmıyor. Kim Jong-Un iddiası tamamen uydurulmuş bir şekilde sosyal medyada paylaşılmış.
Putin’in ABD’yi Filistin-İsrail savaşına dahil olma konusunda uyardığı iddiasında ise kullanılan video Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Aralık 2022’de nükleer silahların kullanımı hakkında verdiği demeci gösteriyor. Hali hazırda güncel olmayan videodaki altyazılar ise orijinalinden farklı şekilde, yanlış aktarılmış.
Bir diğer uydurma paylaşım, KKTC bayrağının İsrail bayrağına cevaben Necmettin Erbakan tarafından tasarlandığı iddiasıydı. İddiaya göre, İsrail bayrağının anlamı Fırat ve Nil arası Yahudilerin olana dek dünyada kan durmayacağı; KKTC bayrağının anlamı ise Türkiye olduğu sürece Fırat ve Nil arası İsrail’e yar olmayacağıymış.
Ancak her iki bayrağın da anlamlarına dair resmi açıklamalarda iddia edilen Fırat-Nil arası hakimiyet anlatısına rastlanmıyor. Üstelik KKTC bayrağını tasarlayan kişi de Necmettin Erbakan değil, Emin Çizenel. Dolayısıyla ortaya atılan bu iddia tamamen uydurulmuş bir içerik olarak sınıflandırılıyor.
Doğrula’nın 7 Ekim’den bu yana incelediği 37 iddia, çoğunlukla yanlış ilişkilendirmeye ve güncel olmayan görüntülere dayanıyor. Bunun yanında manipülasyon, çarpıtma ve uydurma gibi yanlış bilgi türlerine de rastlamak mümkün. Bu tür yanlış bilgiler genellikle gelişen teknoloji ile beraber yapay zeka, montaj, photoshop gibi yöntemlerle oluşturuluyor. Ancak yukarıda bahsedilen ve ‘güncel olmayan görüntülere’ dayanan yanlış bilgi selinden anlaşılacağı üzere, kişiler dezenformasyon yaratmak için ekstra bir çabaya veya araca ihtiyaç duymuyor. Elbette, türü ne olursa olsun, yanlış bilgi hem sürece hem de süreci doğrudan veya dolaylı yaşayan kişilere olumsuz etki ediyor. Bu nedenle bilhassa savaş, doğal afet gibi kriz zamanlarında sosyal medyada maruz kaldığımız her bilgiye şüpheyle yaklaşmak ve yalnızca resmi yayın organlarını takip etmek büyük önem taşıyor.