fbpx

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2023 seçimlerindeki adaylığının hukuka uygun olup olmadığı tartışılıyor. İki görüşü savunanların dayanak ve kaynaklarını incelediğimiz bu yazıda, tarafların konuya dönük yaklaşımına mercek tutuyoruz. Öyle görünüyor ki seçmen sandık başında hangi adayları göreceğini YSK’nın vereceği kararla öğrenecek. Anayasa’nın 79. maddesine göre seçimlere dair tüm görev ve yetkiler Yüksek Seçim Kurulu’na ait: “Yüksek Seçim Kurulu’nun kararları aleyhine başka bir merciye başvurulamaz.” TBMM, seçimlerin yenilenmesi kararı alırsa tüm tarafların görüşüne göre de Erdoğan aday olabiliyor.


Kamuoyunda 2023 milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimine dair merak edilen birçok konu bulunuyor. Bunlardan biri mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığına ilişkin. Bu konuya dair tartışmalar özellikle Zafer Partisi, Memleket Partisi, Türkiye İşçi Partisi ve Bağımsız Türkiye Partisi gibi muhalefetteki partilerin söylemleri ve birçok hukukçu/akademisyenin ifadeleriyle gündeme geldi. Söz konusu kişi ve kurumlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olamayacağını iddia ediyor. Bununla birlikte, Altılı Masa’nın 26 Ocak 2023 tarihinde yaptığı toplantının ardından yayımladığı ortak açıklama ile tartışmalar arttı. Altılı Masa liderlerinden Babacan: “Erdoğan adaylık dilekçesi verdiği gün YSK’ya itiraz dilekçesi vereceğiz” ifadesini kullandı. Öte yandan Cumhur İttifakı bileşenleri ise adaylığa dair bir sorun olmadığını ifade ediyor. Bu açıklamalar bizleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi adaylığının hukuki boyutunu incelemeye yöneltti.

Doğrula olarak konuyu tüm boyutlarıyla inceledik. İlk olarak konuyu aydınlatmak adına sizlere Anayasa’daki ilgili maddeleri sunacağız. Ardından Cumhur İttifakı’nın tezini açıklayacak ve söz konusu muhalefet partilerinin argümanlarını anlatacağız. Son olarak iki görüşün ortak ve farklı noktalarını tespit ederek yazımızı sonlandıracağız.

Öncelikle, Anayasa’nın 101. maddesinin 2. fıkrası Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 5 yıl ve en fazla 2 dönem olduğunu belirtiyor. Bu hüküm Anayasa’ya 21 Ekim 2007 tarihinde yapılan referandum sonucunda girdi. Halkoylaması öncesinde Cumhurbaşkanı’nın görev süresi yedi yıl olmak üzere bir dönemdi. Bilindiği üzere, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan bir başka referandum ile hükümet sistemi ve Anayasa’nın çeşitli maddeleri değişti. Bu değişikliklerin bir kısmı referandum sonrası yürürlüğe girdi. Hükümet sistemiyle ilgili maddeler ise 2018 seçimlerinin ardından uygulamaya geçti. İşte, tartışmalar tam bu noktada başlıyor.

Erdoğan aday olabilir savı 

24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde yürütme organı halkoyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı ve parlamento içinden çıkan bir Bakanlar Kurulu’ndan oluşuyordu. 2017 referandumunda öngörülen Anayasa değişikliklerinin 2018 seçiminden sonra tümüyle yürürlüğe girmesiyle yürütmenin yapısı değişti. 2018 yılından itibaren, yürütme görevi yalnızca Cumhurbaşkanı tarafından icra edilmeye başlandı.

Genel olarak Cumhur İttifakı bileşenleri tarafından iddia edilen teze göre: Hükümet yapısı değişikliği nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın görev dönemi 2018 öncesi ve sonrası olarak değerlendirilmeli. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2014-2018 arasında yarı başkanlık sistemi mevcutken Cumhurbaşkanlığı yaptı. Ancak 2018’de ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ dönemi başladı. Bu nedenle 2018-2023 arası Erdoğan’ın yeni sistemdeki  birinci dönemidir. Dolayısıyla, Erdoğan’ın adaylığı Anayasa 101/2’ye göre bir aykırılık barındırmıyor. Bu düşünceye göre, 2023 yılında yapılacak seçimlerin olağan veya başka bir tarihte olması fark etmeksizin Erdoğan 2.kez aday olabilir. 

Erdoğan aday olamaz savı 

Bu görüşün temelinde anayasanın kendisinin değil sadece belirli maddelerinin değiştiği düşüncesi bulunuyor. Genel olarak çeşitli muhalefet partileri tarafından iddia edilen teze göre, 2017’de Anayasa’nın yalnızca belirli maddeleri değişti ve bu yeni bir Anayasa değil. Yine aynı görüşe göre, hala 1982 Anayasası’nın yürürlükte olması nedeniyle hukukun devamlılığı ilkesi uyarınca Erdoğan günümüzde Cumhurbaşkanlığının ikinci dönemindedir.

Bu sava göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan göreve başladığında AY.101/2 hükmü aynı şekilde yürürlükteydi. 2017 yılında yapılan referandumda bu hükme dair herhangi bir değişiklik yapılmadı. Dolayısıyla, Erdoğan’ın 2014-2018 yılları arası 1. dönemi, 2018-2023 yılları da 2.dönemi oluyor. Bu nedenle seçimlerin olağan tarihinde gerçekleşmesi halinde “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” maddesi Erdoğan’ın 3.kez adaylığını engelliyor.

Bu argümana Abdullah Gül’ün görev süresi ve dönemi örnek veriliyor. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçildiği 28 Ağustos 2007 tarihinde görev süresine ilişkin yedi yıl ve bir dönem hükmü vardı. Ancak seçildikten sonra bu madde günümüzdeki haliyle değiştirildi. Bununla birlikte, Abdullah Gül’ün görev süresi seçildiği tarihteki maddeye göre belirlenmiş ve yedi yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı yapmıştı. Keza, 2012 yılında, Anayasa Mahkemesi 11.Cumhurbaşkanı’nın seçildiği tarihteki maddeye göre görev süresinin belirlenmesi ve değişikliğin 12. Cumhurbaşkanı ile beraber uygulanması gerektiğini belirtmiştir. AYM’nin bu kararı günümüz için de emsal oluşturabilir. Dolayısıyla Erdoğan’ın görev süresi, seçildiği tarih, 28 Ağustos 2014’te yürürlükte olan Anayasa maddesine göre belirlenmelidir.

Diğer taraftan, Erdoğan’ın günümüzde ikinci döneminde olduğu tezini kabul etsek dahi Anayasa’ya göre adaylığını mümkün kılan bir yol var. Anayasa 116/3’e göre eğer Meclis seçimlerin yenilenmesine karar verirse Erdoğan’ın 3. kez aday olması mümkün hale geliyor.

Seçimlerin yenilenmesi nasıl gerçekleşir?

Öncelikle belirtmek isteriz ki kamuoyunda sözü geçen ‘erken seçim’ ile ‘seçimlerin yenilenmesi’ aynı anlamı taşımamaktadır. Öyle ki Anayasa’da ‘erken seçim’ kavramı bulunmuyor. Keza Anayasa 116/3’te ‘seçimlerin yenilenmesi’ ifadesi geçiyor. Peki, bu iki kavram arasında bir fark var mı? Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi’ne göre; erken seçim olağan tarihten önce ülkede ekonomik, sosyal, politik veya çeşitli nedenlerle mevcut hükümetin ülkeyi yönetememesi veya güven ortamını kaybetmesi nedeniyle seçime gidilmesi kararıdır.

Hükümetin güven kaybetmesi, Bakanlar Kurulu olan sistemlere özgü bir durumdur. Hatırlanacağı üzere 2018 öncesi Türk siyasal tarihinde ‘meclisten güvenoyu almak’ adlı bir kavram vardı. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yürütme tek kişiden oluşur (Monist yapı). Yasama ve yürütme birbirlerine karşı sorumlu değildir. Bu durum Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne temel oluşturan başkanlık sistemi için de geçerlidir. Örneğin başkanlık sisteminin en tipik örneği olan ABD’de de aynı düzenleme mevcut.

Sorumuzun cevabına geldiğimizde ise Anayasa bu konuda çok açık bir hüküm veriyor.

 

            1.Yol: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimlerin yenilenmesine tek başına karar verebilir.

            2.Yol: Türkiye Büyük Millet Meclisi de seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.

Peki, Meclis bu kararı nasıl verebilir? Meclis üye tam sayısı AY.75’e göre 600 milletvekilidir. Seçimlerin yenilenmesi kararı için milletvekillerinin beşte üçünün (360) oyuna ihtiyaç gerekiyor. Mevcut milletvekili sayılarına baktığımızda Cumhur İttifakı’nın (AKP+MHP+BBP) 335 milletvekiline sahip olduğu görülüyor. Bu nedenle eğer Cumhur İttifakı, seçimlerin yenilenmesi kararını amaçladığı takdirde diğer siyasi parti gruplarından herhangi birisinin desteğine ihtiyaç duyacaktır.

Tüm bilgiler ışığında Erdoğan’ın adaylık durumuna dair görüşleri gösteren tabloyu aşağıda görebilirsiniz.

 

Etiketler

  • Anayasa
  • Cumhurbaşanı
  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
  • Cumhurbaşkanlığı Seçimi
  • Recep Tayyip Erdoğan
  • seçim
  • Seçim 2023

Diğer Yazılar