
Dijital ayak izin kaç numara?
7 Eki 2021
10:40
George Orwell “1984” adlı romanında, Big Brother adlı bir varlığın, herkesin eylemlerini her yerde ve her zaman izlediği bir dünyayı anlatıyor. Bugün ise Orwell’in hayal ettiği Big Brother, dijital dünyada reklamcılar, işverenler ve çevrimçi satıcılar olarak, gerçeğe dönüşmüş durumda. Çevrimçi dünyada atılan her adım yakından izleniyor. Ne aradığınız, nereye gittiğiniz, sosyal ağlarda ne paylaştığınız, çevrimçi olarak ne satın aldığınız hatta ne okuyup, hangi müziği sevdiğiniz biliniyor. Sebebi ise, kullanıcıyı “ürüne dönüştürmek”. Bugün herkes internette pek çok çok hizmetten ücretsiz şekilde yararlanılabiliyor. Ancak bu hizmetlerin karşılığında, kullanıcının kendisi bir nevi ürüne dönüşüyor. Peki nasıl oluyor da internetteki faaliyetleriniz birer veriye dönüşüyor? Cevap, dijital ayak izlerinizde saklı…
Dijital ayak izi nedir?
Fotoğraf kaynağı: guvenlıweb.com.tr
Dijital ayak izi kısaca; internet üzerinden yaptığınız her şeyin, attığınız her adımın kaydedilmesi. Sosyal medya etkinliğiniz, kişisel web sitenizdeki bilgiler, göz atma geçmişiniz, çevrimiçi abonelikleriniz, yüklediğiniz fotoğraflar ve videolar, ziyaret ettiğiniz yerler, hatta işten eve dönerken kullandığınız yol dahi bu izlerin bırakılmasına neden oluyor.
Dijital ayak izleri aktif ve pasif olmak üzere iki sınıfa ayrılıyor. Aktif ayak izleri, kullanıcının kasıtlı olarak bıraktığı ayak izlerinden oluşuyor. Birine mail göndermek, bir blok yayınlamak, sosyal medya platformlarından fotoğraf veya video paylaşmak gibi örnekleri içeriyor. Pasif ayak izleri ise, kullanıcının internette kasıtsız olarak bıraktığı izler olarak tanımlanıyor. Gitmek istediğiniz lokasyonlar için yol tarifi veren uygulamaları kullanmak, hedef kitleye yönelik hazırlanmış reklamlara tıklamak pasif ayak izlerine verilebilecek örnekler.
Neden önemsemeliyiz?
Dijital ayak izinizin büyüklüğü ve sizi nasıl temsil ettiği ile ilgilenmeniz için çok sayıda neden var. Çevrimiçi olarak paylaştığınız tüm bilgiler genellikle üçüncü şahıslar tarafından erişilebilir ve farklı şekillerde kullanılabilir. Dijital ayak izi her koşulda kötü mü peki? Hayır. Mesela kolluk kuvvetleri, suçlu ve mağdurun dijital izlerini takip ederek pek çok suçu çözebiliyor. Fakat dijital ayak izinin öyle bir zararı da var ki işte onun telafisi mümkün olmuyor. Doğa dijital ayak izinden olumsuz etkileniyor. Diğer bir ifadeyle insanların karbon ayak izi büyüdükçe gezegende büyük zararlar oluşuyor.
Fotoğraf kaynağı: digitalage.com.tr
Sosyal ağ sitelerinde ne kadar çok zaman geçirirsek dijital ayak izimiz o kadar büyük oluyor. Dünyanın en popüler web sitesi olan Google’da bir günde gerçekleşen 3,5 milyar arama işlemi, tüm internetteki karbon ayak izinin yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. Teknolojinin sürekli ilerlemesi ve tüketici alışkanlıklarının değişmesi gibi faktörlerden dolayı küresel karbon emisyonlarının büyüklüğünü tahmin etmenin zor olduğu ifade edilirken, internetin enerji ve karbon ayak izinin, hava ulaşımınınkini aştığı tahmin ediliyor. Durumun ciddiyetini anlamak için şu çarpıcı örnek yeterli olabilir: Dünya’daki herkes gelen kutusundan 10 e-posta silse 55.2 milyon kWh’lık enerjiden tasarruf edilebilir.
Uzmanlar ne diyor?
E-posta gönderimi: Karbon ayak izi konusunda uzman olan Mike Berners-Lee’nin “Muzlar Ne Kadar Kötüdür?” kitabı, e-postaların CO2 (karbon) emisyonlarını detaylandırıyor. Bir spam e-postası ortalama 0,3 gram CO2 emisyonuna eş değer bir taban alanına sahipken, normal bir e-posta 4g CO2 taban alanına sahip. Daha büyük eke sahip olan bir e-posta ise 50 g CO2’e eş değer karbon ayak izine sahip olabilir.
Video izlemek: Veri merkezleri üzerine çalışan ITE Projects’e göre, kedi videolarını izlemenin bir bedeli var; her 10 dakikalık izleme 1g karbon emisyonuna yol açıyor.
Tweet atmak: Kullanıcıların küresel dijital ayak izlerini hashtag ve tweet cinsinden hesaplamasına yardımcı olan Tweetfarts’a göre, bir tweet göndermek için harcanan enerji 0,2 gram CO2 üretir, ve günlük gönderilen 500 milyon tweet ile toplam 10 metrik ton CO2 salınıyor.
Haber okumak: Guardian 2012 yılında, kendi içeriğini üretmekle ilişkili karbon ayak izine dair kapsamlı bir çalışma yaptı. Makale okumak için bir dizüstü bilgisayar kullanmanın, beş adet 11W ampulle aynı miktarda karbon emisyonuna sebep olduğu ortaya çıktı.
Ne Yapabiliriz?
Dijital hayatımızda karbon ayak izimizi azaltmanın birkaç basit yolu: ● E-mail kutunu depolamayı azaltmak için sürekli temizlemek. ● E-maillerini “tümünü yanıtla” şeklinde cevaplamayı sınırlamak. ● İş yerinde e-posta atarken gereksiz CC ve BCC’lerden kaçınmak. ● Bilgisayarlar, uyku modunda olduğunda da enerji harcamaya devam ettiği için kullanmadığında bilgisayarını kapatmak. ● Youtube gibi platformlar üzerinden kesintisiz video izlemektense daha az enerji tüketimi için videoyu indirmek veya daha düşük çözünürlükte izlemek. ● Instagram’ın içinde her kaybolduğunda bunun sadece vücuduna ve ruhuna değil, doğaya da zararlı olduğunu kendine hatırlatmak. ● Otomatik video oynatmayı engellemek. ●Monitörünün/ekranının parlaklığını azaltmak. ● Elektronik eşya atık oluşumunu azaltmak. ● Bulutta düzenli olarak temizlik yaparak ve gereksiz dosyaları silerek enerji tasarrufu sağlamak. USB bellekler veya harici sabit sürücüler en yi bir depolama alternatifi.
Öne çıkan görsel kaynağı: moblobi.com