
COVID-19 aşıları hakkında 9 iddia analizi
20 Eyl 2021
11:01
Pfizer / BioNTech ve Moderna aşılarında kullanılan mRNA teknolojisi, on yıldan uzun süredir mevcut yani aşı geliştirme alanında yeni değil. Ayrıca, onaylı mRNA aşıları, insanlarda güvenlik ve etkinlik gösteren sıkı testlere ve klinik denemelere tabi tutuldu. Bu aşı denemeleri için 90 binden fazla kişi gönüllü oldu. Pfizer-BioNTech aşısı, hastalığa karşı yüzde 95 ve Moderna aşısı, iki doz sonrası hastalığa karşı yüzde 94 oranında koruma sağladı.
Geliştirme, klinik denemeler ve onay, önceki aşılarda görülenden daha hızlı gerçekleştiği doğru. Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle, mRNA teknolojisi son birkaç yıldır diğer viral hastalıklar için (Zika virüsü, kuduz virüsü, respiratuar sinsityal virüs) için kullanıldı. Bu nedenle bilim insanları artık aşina oldukları tecrübe kazandıkları teknolojiyi, keşfinin hemen ardından SARS-CoV-2 virüsüne uygulayabildiler.
İkinci olarak, devlet ve özel firmalardan sağlanan finansman ve ortaklıklar, klinik araştırma aşamalarının çoğunun, tipik test tasarımı olan ‘seri’ yerine ‘paralel’ olarak gerçekleşmesine izin verdi. Tüm imkanların seferber edilmesi de süreci önemli ölçüde hızlandırdı.
Üçüncüsü de; aşı geliştirmenin maliyetli ve zaman alan kısmının çoğu, üretim kapasitesini arttırmak ve ticaretini büyüterek kalite kontrolünü sağlamakla ilgili. Bu da genellikle 3. faz etkinlik denemeleri tamamlandıktan sonra gerçekleşir. Ancak salgınının aciliyeti nedeniyle, bu kısımla ilgili fizibilite çalışmalarıyla zaman kaybedilmedi ve kitlesel ölçekte üretimi insan güvenliğine dair klinik denemeleri ile aynı zamanda başlatıldı. Aşıların güvenli ve etkili olduğu kanıtlandıktan sonra halka dağıtılmaya hazır büyük bir stok oluştu.
İddia: mRNA aşıları Covid-19’a yakalanmamıza neden olabilir
❌YANLIŞ
mRNA aşıları canlı virüs içermiyor. Bunun yerine, hücrelerimize COVID-19’a neden olan virüsün yüzeyinde bulunan zararsız bir “başak proteini” yapmayı öğreterek çalışırlar. mRNA aşılarının aksine, diğer birçok aşı, aşının koruduğu mikropun bir parçasını veya zayıflatılmış versiyonunu kullanır. Kızamık ve grip aşıları bu şekilde çalışır. Virüsün zayıflamış veya küçük bir kısmı vücudunuza girdiğinde, gelecekteki enfeksiyonlara karşı korunmaya yardımcı olacak antikorlar üretirsiniz.
Bazı kimselerin aşı sonrası tecrübe ettiği kol ağrısı veya hafif ateş genel olarak tüm sağlıklı bedenlerin aşılara verebildikleri olağan tepkiler. Az sayıda da olsa daha sert yan etkiler görüldüğü oldu ve hatta çok nadir olsa da yaşamsal risk teşkil edebilecek alerjik reaksiyonlara rastlandı. Fakat bunun Pfizer/BionTech aşısında oranı 212 binde 1. Moderna aşısında ise 400 binde 1. Bu alerjik reaksiyonlar dahi henüz kimsenin ölümüne neden olmadı.
Medyada haber olarak yer alan ve tamamı yaşlılardan oluşan ölümlerin de mRNA aşısı ile henüz bir bağlantısı bulunmadı. İncelemeler devam ediyor ancak genel kanı bu ölümlerin tamamen başka sebepleri olduğu yönünde. Unutulmaması gereken nokta şu ki; daha fazla kişi aşılandıkça, daha fazla rastlantısal hastalık vakası ve ölüm olacak. Bunlar, büyük bir popülasyonda belirli bir oranda ortaya çıkması beklenen durumlar.
İddia: İnsanlar aşı olduktan sonra da Covid-19’a yakalanıyor, özellikle de Delta varyantına, o halde aşılar yararsız
❌YANLIŞ
Bu iddiaya ilişkin endişeyi Fransız Epidemiyolojist Antoine Flahault şöyle yanıtlıyor: “Delta varyantı nedeniyle yeni bir dalga yaşayan İsrail ve İngitere’de olanlara bakmak yeterli. Nüfusun çoğunluğu aşılanmış olan bu iki ülkedeki yeni vaka sayıları ile hastaneye kaldırılma veya ölüm sayıları arasındaki oranlar aşılama önceki Covid dalgalarında yaşanandan çok daha düşük. Öte yandan henüz nüfusunun yalnızca yüzde 15’i ilk doz aşıyı olmuş olan Rusya’ya baktığımızda ise günde 800 ölüm ile çok belirgin şekilde yüksek bir ölüm oranı görüyoruz. Benzer durum Güney Afrika’da yaşanıyor.”
Kısaca bu canlı örnekler aşılamanın açık şekilde işe yaradığını gösteriyor. Bir aşı hiçbir zaman yüzde 100 etkili olamaz. Yüzde 100’e yakın olabilir ama daima ufak da olsa bir etkisizlik riski olur.
iddia: Hamile ve emziren kadınlar için aşı güvenli değil
❌YANLIŞ
Hamileler ve çocuk emziren kadınların ilk klinik deneylerde kullanılmadığı doğru. Bu nedenle başlarda Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ve Dünya Sağlı Örgütü (WHO) sadece yüksek risk grubunda bulunan hamile kadınların ve süt emziren annelerin aşı olmayı tercih etmesini önerdi.
Ancak daha sonra diğer sağlık örgütleri de dahil olmak üzere Covid-19’a yakalanması halinde hamilelerin daha büyük zarar göreceğini belirterek bu önerinin geri çekilmesi sağlandı. Eldeki veriler kısıtlı olsa da bugün var olan ortak kanı aşının anne ve bebeğe yaratacağı risklerin Covid-19 enfeksiyonunun yarattığı risklerden çok daha düşük olduğu yönünde.
Hamile ve emziren hayvanlar üzerinde yapılan testler şimdiye kadar herhangi bir zarar oluşturmadığını gösteriyor. Yine de hamile ve emziren kişilerin aşı olmayı seçmeden önce doktorlarına danışmaları daha emin bir adım olarak nitelendiriliyor.
İddia: Covid-19 aşısı kısırlığa sebep oluyor
❌YANLIŞ
MU Health Care’de üreme endokrinologu olan Albert Hsu, gebe kalmaya çalışan hastalardan sık sık COVID-19 aşısı endişeleri duyduğunu ancak bu doğru olmadığını söyledi.
Efsane, aşının vücudun, plasentada bulunan ve korona virüsünün başak proteini ile küçük bir genetik kod parçasını paylaşan bir protein olan sinsitin-1’e saldırmasına neden olabileceği varsayımına dayanmaktadır. Ancak bu proteinleri inceleyen uzmanlara göre, dizi benzerliği, kısırlığa yol açacak tehlikeli bir bağışıklık reaksiyonunu tetiklemek için çok kısa Hsu da: “Küçük bir benzerlik var, ancak proteinin genel yapısı o kadar farklı ki, bağışıklık sisteminiz bununla karıştırılmayacak kadar akıllı” dedi.
Buna ek olarak, erken gebelikte meydana gelen düşüklerin arttığına dair hiçbir kanıt bulunamadı. Aksine SARS-CoV-2 enfeksiyonundan sonra başarılı hamilelik kayıtları var. Dolayısıyla bizzat virüsün ve virüse bağışıklık sisteminin verdiği tepkinin dahi üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilediğine dair bir bulgu yok. Pfizer-BionTech aşısının test aşamalarında gönüllü olan kişiler arasında sonradan hamile kalan çok sayıda denek var. Bunların hiçbirinde düşük vakası da yaşanmadı.
İddia: mRNA aşıları kansere neden olabilir
❌YANLIŞ
Kanserojen maddelerin etkisi birkaç haftada birkaç ayda görülmez. Bu tür iddialarla ilgili gerçeklerin anlaşılması yıllar alır. Eğer bu iddia doğruysa yıllar içerisinde büyük bir kanser epidemisi ile karşılaşmamız gerekir.
Ancak bu noktada bilmek gerekir ki vücuda aldığınız, yuttuğunuz, içinize çektiğiniz ve yediğiniz her şey ile kanserojen maddelere, partiküllere maruz kalabilirsiniz. Solunan kirli hava nedeniyle bile bu olabilir. Aşıların kansere neden olduğunu göstermiş ve direk bağlantı kurabilmiş olan bugüne kadar hiçbir bilimsel çalışma yoktur.
İddia: Hali hazırda Covid-19 olmuş olanlara aşı bir fayda sağlamaz
❌YANLIŞ
Covid-19 enfeksiyonundan kaynaklanan antikorların yaklaşık 2 ila 4 ay sürdüğü tahmin ediliyor, bu nedenle daha önce enfeksiyon geçirmiş olanlar yine de aşı olmalı.
CDC, Covid-19 enfeksiyonu geçirmiş kişilerin enfeksiyondan sonra 90 gün beklemeyi seçebileceğini, bu süre boyunca doğal antikorlarla korunacaklarını belirtiyor. Ancak bu süre sonrasında aşı yaptırmak güvenli ve yararlı. Laboratuvarda üretilen sentetik antikorlar olan ‘monoklonal antikorlar’ için aşı yaptırmadan önce en az 90 gün beklenmeli.
İddia: Aşının yan etkileri virüsten daha tehlikeli
❌YANLIŞ
Eğer gençseniz ve kalp kası enflamasyonu gibi çok ciddi bir yan etki nedeniyle yoğun bakıma kaldırılmışsanız o zaman evet aşının yan etkisi virüsten daha kötüdür denilebilir ancak bu senaryo son derece düşük bir olasılık. Bununla birlikte genç ve sağlıklı olmayan insanlar açısından bu senaryonun gerçekleşmesi aşı olmadıkları takdirde çok daha büyük bir olasılık.
Benzeri durum çiçek hastalığı aşısı için de geçerliydi. Aşıyı olanların milyonda bir ölme riski mevcuttu ancak hastalığın salgın halinde olduğu ve yılda iki milyon çocuğu öldürdüğü bir ortamda hiç kimse bu düşük olasılık nedeniyle aşının gerekliliğini sorgulamadı. Ne zaman ki çiçek hastalığı sona erdirildi o zaman aşılama da bitti.
Şimdiye kadar yaklaşık 1,5 yıl içerisinde Covid-19 bilinen rakamlara göre 4 iyimser tahminli rakamlara göre 8 milyon civarı insanın ölümüne neden oldu. Covid aşısının birçok hap ve birçok aşı gibi kişiye göre değişen yan etkileri olduğu doğru ancak belirmek gerekir ki; aşı da virüs de farklı yaş gruplarında farklı riskler taşıyor. Zaten bu nedenle de aşılama yaş gruplarına göre hiyerarşik olarak yapılıyor.
İddia: Pfizer/BioNTech insanlar için üzerinde çalışılmadan onaylanan ilk mRNA aşısı
❌YANLIŞ
Pfizer/BioNTech aşısı insanlar üzerinde kullanılmak için onaylanmış ilk mRNA aşısı olarak tarihe geçse de altında yatan teknoloji ve araştırma ve klinik deneyler son 20 yıldır devam ediyordu. İnsanlar için onaylanmış ilk mRNA aşısının insanları kaygılandırması normal fakat ilk önceleri canlı mikrop ve virüslerin zayıflatılmış hallerinin vücuda enjekte edilmesine de kuşkuyla yaklaşılmıştı.
Linki tıklayarak kullanım onayı alan COVID-19 aşılarındaki maddeler hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz: https://www.cdc.gov/vaccines/covid-19
Linki tıklayarak mRNA COVID-19 aşılarının nasıl çalıştığı hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz: https://www.cdc.gov/coronavirus/2019-ncov