
Çarpıcı bir doğrulama: Deyim ve atasözleri
20 Ara 2021
11:19
Günlük hayatta çok sık karşılaştığımız fakat zamanla halk arasında farklılaşarak söylemiyle birlikte anlamı da değişen atasözleri ve deyimler, haliyle yanlış kullanımlara neden oluyor. Fakat yanlış telaffuz ettiğimiz atasözleri ve deyimlere o kadar alıştık ki doğrusu ”o” zannediyoruz. İşte yanlış söylenilen o atasözleri, deyimler ve doğrusu…
1-“Göz var nizam var” değil, “Göz var izan var.”
Düzen, kural anlamına gelen nizam kelimesi yerine; anlayış, anlama yeteneği demek olan izan kelimesi kullanıldığında cümlenin anlamı hiç de yadsınamayacak kadar değişiyor. Bu doğrultuda insanın, yaptığı iş konusunda mantık ve aklı ile beraber gözlerini çok dikkatli kullanması gerekir. Aynı zamanda bir şeye dokunmak suretiyle iyi olup olmadığı anlaşılarak dikkatli biçimde elde edilmelidir.
2-“Aptala malum olur” değil, “Abdala malum olur”
Abdal halk arasında Allah’a yakın ve ermiş, bilen derviş anlamında kullanılmaktadır. Bu kişilerin daha yaşanmadan olayları sezdiği ve haber verdiği yaygın olarak görülür. Ancak, bu sözcük yerine, “aptal” denilerek, yakında ne olup biteceğini sezip haber veren kimselerle alay etmek için kullanılan bir deyim haline gelmiştir.
3-“Eşek hoş laftan ne anlar” değil, “Eşek hoşaftan ne anlar”
TDK sözlük doğru kelime kullanımı ”hoşaf” olan atasözünü: Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez` anlamında kullanılan bir söz olarak tanımlamıştır.
4-“Kısa kes Aydın havası olsun” değil, “Kısa kes Aydın abası olsun”
Aba bir giysidir ve Aydın efeleri aba giyerler. “Kısa kes Aydın abası olsun” sözü, aydın aba‘sının diz üstünde bitmesine gönderme yapmaktadır. Dolayısıyla diğer aba’lara göre daha kısadır. Sözün aslı da buradan gelmektedir.
5- “Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü” değil “Zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü.”
Buradaki zürefa, zarif kimse anlamına gelir. Deyim doğru kelime kullanımıyla, yersiz ve uygunsuz davranışta bulunulduğunu ifade eder. Zerafine düştün olan kimsenin kış mevsiminde bile beyaz giymesinin alay konusu olacağı, asıl vurgulanmak istenendir.
6- “Ateş olsa ‘cürmü kadar yer yakar” değil “Ateş olsa cirmi kadar yer yakar.”
Karıştırılan iki kelime: cürüm ve cirim. Cürüm suç, kabahat anlamında. Cirim ise hacim, büyüklük. Onun için karşı tarafı küçümsemek için söylenen “ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın” ifadesinin doğrusu “ateş olsan cirmin kadar yer yakarsın”dır.
7- “Ane gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz” değil ”Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar olmaz.”
Ana Gibi Yar Bağdat Gibi Diyar Olmaz” atasözünün aslında “Ane Gibi Yar, Bağdat Gibi Diyar Olmaz” olduğu iddia ediliyor. Bağdat yolu üzerinde Ane adında bir yer olması gerekçe olarak gösteriliyor. Fakat, Ane’de bahsedildiği gibi “ünlü” ve “sarp” bir “uçurum” yok. Bu yanlış algı, “yâr” kelimesinin “uçurum” ve “sevgili” (eş)anlamlarına gelmesinden kaynaklanıyor. Ana gibi yar Bağdat gibi diyar olmaz, atasözünün doğru kullanılışı. Malumatfuruş adlı doğrulama platformu da bu iddiayı doğruladı.
8- “Geçti Bolu’nun pazarı sür eşeği Niğde’ye” değil “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye”
“Geçti Bolu’nun pazarı, sür eşeği Niğde’ye” değil, “Geçti Bor’un pazarı, sür eşeği Niğde’ye” atasözünün doğru kullanımıdır. “Artık iş işten geçti” anlamında kullanılan atasözünün doğrusunun “geçti Bor’un pazar, sür eşeği Niğde’ye” olduğu TDK’nin Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü‘nde de belirtilmektedir. Bilindiği üzere Bor, Niğde’nin bir ilçesidir. Eşekle alınabilecek mesafe düşünüldüğünde, atasözünde Bolu yerine Bor’un kastedilmiş olması daha akla yatkındır.
9-“Su uyur düşman uyumaz” değil, “Sü uyur düşman uyumaz”
Sü kelime Öz Türkçede asker, ordu anlamına gelmektedir. Su uyur düşman uyumaz atasözünde sü kelimesinin doğru yerde kullanılmasıyla anlam, ”asker uyur ama düşman tetiktedir” olarak değişir.
10- “Haydan gelen huya gider” değil “Hayy’dan gelen Hu’ya gider”
Gerçek anlamı dışında kullanılan bir atasözü de “Hayy’dan dan gelen Hu’ya gider.” Burada ‘Hayy’ Allah’ın isimlerinden ve ‘Hü’ Arapça ‘O’ Allah anlamına gelmektedir. Hayy’dan gelen Hu’ya gider atasözü, kolay ve emeksiz kazanılan pek çok şeyin kıymeti bilinmeden yeniden Allah’a döner, anlamı taşımaktadır.