fbpx

Türkiye’nin pek çok yerinde aynı anda meydana gelen orman yangınları can yakarken, Sibirya, ABD ve Avrupa dahil dünyanın pek çok ülkesi yangınlarla başa çıkmaya çalışıyor. Uzmanlar, yangınların küresel ısınmadan kaynaklandığına dikkat çekiyor. Birçok ülke ve şimdi Türkiye’de de orman yangınlarını söndürebilmek için acil durum ilan edilmiş durumda. Dolayısıyla küresel olarak dünyayı etkisi altına almış bu sorun, sosyal medyanın da gündeminde. Türkiye’de hava ve kara ekiplerinin özveri ile çalışmasına rağmen yangına bir türlü son verilemiyor olması bu sürecin asıl şikayetçi olunan yanı. Afet yönetim stratejilerinin yanı sıra donanım ve teçhizat eksiliğine dair yapılan eleştiriler sosyal medyada hız kesmeden devam ederken paylaşımlardaki ortak kanaat şu; yangına maruz kalan ormanlık alanlara müdahale etmesi için görevlendirilen hava ekiplerinin yeterli sayıda olması halinde yangının son bulacağı. Elbette merak etmemek elde değil orman yangınlarını söndürmede kara ekipleri mi hava ekipleri mi etkin rol oynuyor?

Türkiye’de etkisini arttırarak devam eden orman yangınları sosyal medyada çeşitli paylaşımlar ile gündeme taşınıyor. Gündemin nabzını tutarken karşılaştığımız bir iddia araştırmamızın asıl çıkış noktası oldu.

Tweet’te yer alan ”..uçaklarla bitecek gibi değil. Bitse Rusya bitirirdi. Sibirya 3 aydır yanıyor uçakları bize gönderdiler” iddiası dikkat çekici. Genel kanı hava ekipmanlarının yeterli seviyede olması halinde yangınların son bulacağı yönünde iken aksi yönde bir paylaşım, orman yangınlarını söndürmede hava ekibi etkin bir rol oynuyor mu? sorusunu sordurdu bizlere. Öyleyse geçmişte ve günümüzde orman yangınlarının yoğun olarak yaşandığı bölgelerden birkaç örneğe değinerek ve uzman görüşlerine yer vererek orman yangını söndürme stratejilerini ele alalım.

Her orman yangını kötü değil

Orman yangınlarının ağır hasarlar bıraktığı ülkeler de halk kaygılanarak yangına bir an önce çözüm bulunmasını isterken araştırmalar gösteriyor ki; her orman yangını kötü değildir. Aslında, pek çok uzmanın iddia ettiği gibi, geçen yüzyılda neredeyse yeterince orman yangını bile olmadı. Son on yılda, dünya genelindeki tüm yangınların neredeyse yüzde birinin yanmasına izin verildi. Bu politika, iklim değişikliği ile uyum içinde ilerleyerek, büyük ve daha büyük ölçüde yıkıcı orman yangınlarını engellemek için bir reçete olarak görülüyor. Ekolojist ve orman araştırmacısı Stephen Pyne, bunun aynı zamanda uçakların yaygın kullanılmaması için de bir gerekçe olduğunu söylüyor. “Her yangının ertesi gün saat 10’da söndürülmesine dair evrensel bir politikamız olduğunda, uçakları yoğun bir şekilde kullanmak zorunda kalacaksınız” diyor. Ve bu oldukça pahalı olabilir.

Arizona Eyalet Üniversitesi’nde tarih profesörü ve orman yangınları üzerine çok sayıda kitabın yazarı olan Stephen Pyne, “Altmış yıldır, aktif yangından korunmanın işareti bir uçağın geciktirici düşürmesi veya bir helikopterin su düşürmesi olmuştur” diyor. Sözlerine ek olarak; ”çoğu durumda, halk bunu talep ediyor. Medya optikleri bir yana, itfaiye yetkilileri, halktan ve politika yapıcılardan, özellikle can ve mal riskindeyken, şiddetli bir orman yangınına ellerinden gelen her şeyi atmaları için baskı uyguluyorlar. Uçak ile yangın bölgesine su atmak, yetkililer ve itfaiyeciler tarafından gereğinin yeterince yapılmadığına dair şikayetlere karşı bir sigorta poliçesi işlevi görüyor” diyor.

Uçaklar ve helikopterler orman yangınlarını nadiren söndürüyor

1985 yılından bu yana Amerika Orman Servisi, Arazi Yönetimi Bürosu, Kızılderili İşleri Bürosu ve Ulusal Park Servisi ile birlikte, hem havada hem de yerde tüm yangın söndürme faaliyetlerine yapılan harcamaları toplu olarak dört kat artırdı. Ayrılan bütçe 533 milyon dolardan 2 milyar doların üzerine çıktı. Havadan yangınla mücadele, bu maliyetlerin önemli kısmını oluşturuyor. Hükümet Hesap Verebilirlik Ofisi tarafından hazırlanan 2009 tarihli bir rapora göre havacılık faaliyetleri tüm federal yangınla mücadele harcamalarının üçte birini oluşturuyor. Bu havacılık maliyetlerinin en büyük kaynağı, uçağın kendisi. Orman Servisi söz konusu olduğunda, uçaklar ve helikopterler çoğunlukla özel müteahhitlerden sağlanıyor. Araştırmalar gösteriyor ki yüksek fiyat etiketli uçaklar yangınlarda kesin çözüm sağlamadığı için masraflara değmiyor.

İlk olarak, mantıksız gibi görünse de araştırmalar bizi bir gerçeğe götürüyor: uçaklar ve helikopterler orman yangınlarını nadiren söndürüyor. Bir uçak ve sıvı yükü yerden (veya bir TV ekranından) ne kadar büyük görünürse görünsün, her ikisi de genellikle çok küçük ciddi bir yangını söndürme ihtimalleri çok belirsiz. Etkisi biraz kamp ateşine tükürmek gibi. Bunun yerine, bu uçakların asıl işi yer ekibine destek sağlamak. Büyük bir uçak bir orman yangını alanına kırmızı bir geciktirici bulutu bıraktığında, alevlerin etrafına aleve dayanıklı kimyasal bir kordon boyayarak bir ateş hattı oluşturmaya yardımcı olur. Benzer şekilde, bir helikopter veya küçük bir kepçe uçağı doğrudan bir ateşin üzerine su döktüğünde, bunu, itfaiyeciler bölgeyi yangın korumaları ile çevrelemek için alana gelmeden önce işleri birazda olsa kontrol altında tutmak için yapıyor. Bu nedenle, hava itfaiyecileri arasındaki geleneksel bilgelik, yangını sabit düzeyde tutmak ve kara itfaiyecilerine zaman kazandırmak. Yeni başlayan bir orman yangınının varlığının ilk değerli saatleri olan “ilk saldırıda” havacılık kaynaklarının kullanılması gerekiyor. Yani havadan yangına müdahale ateşin önlenemez şekilde yayılmaması için ilk saatlerde önemli.

Büyük bir yangında hava ekiplerinin etkinliğini belirlemek imkansız

Orman yangınlarını araştırma bilimcisi Matt Plucinski’nin 2000’li yılların sonlarında yayınlanan bir makalesinde, Avustralya’nın Commonwealth Bilimsel ve Endüstriyel Örgütü’ndeki çeşitli yangın söndürme çalışmalarında bulunarak uçakların ve helikopterlerin etkinliğini değerlendirdi. Elde ettiği sonuçlara göre, zamanlama her şeydir. Plucinski; “Araştırmamı tek bir cümleyle özetleyebilirdim ve bu, ‘küçük yangınları söndürmek büyük yangınlardan daha kolaydır'” diyor. Araştırmaya göre havadan itfaiyeciler, bir orman yangınına erken ulaşarak, küçük, yönetilebilir bir yangının büyük ve yönetilemez bir yangına dönüşmemesini sağlar. Bu açıdan, uçakların en önemli avantajı hızları ve uzak veya başka şekilde ulaşılması zor yangınlara erişme yetenekleri. Plucinski sözlerine ek olarak: ”Ancak saatler geçtikçe ve bir yangın yayılmaya devam ettikçe, ek uçak göndermenin değeri daha açık bir soru haline geliyor. Şiddetli, dönüm genişliğindeki yangın fırtınaları, üzerlerine kaç kova su döktüğünüzden bağımsız olarak öfkelenme eğiliminde. Bilimsel bir bakış açısıyla, bir uçağın veya helikopterin büyük bir yangında ne tür bir etkisi olduğunu belirlemek neredeyse imkansız. Politika gereği, Orman Hizmetleri bu kanıt yokluğuna rağmen ilk müdahale için en pahalı ve kıt olan, hava kaynaklarını kullanıyor ama ‘pratikte böyle değil” diyor.

2012 yılında, Orman Hizmetleri araştırma bilim adamlarından oluşan bir ekip, yaklaşık 20 yıl öncesine ait büyük geciktirici taşıyan hava tankerlerinin uçuş kayıtlarını gözden geçirdi. Sonuçlar tanker uçuşlarının yaklaşık% 50’sinin yangınlarda etkili olduğunu gösteriyor. Başka bir değişle Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm hava tankeri uçuşlarının kabaca yarısının orman yangını bastırma üzerinde potansiyel olarak hiçbir etkisi olmadı. Bu sonuç karşında yüzlerce pilot ve uçuş ekibinin gereksiz yere riske atılarak, ulusal ormanlara milyonlarca galon potansiyel olarak zehirli alev geciktirici döküldüğü ve aynı zamanda federal hükümet için gereksiz yere büyük bir fatura ödendiği düşünülüyor.

California-Nevada sınırında yıllarca görev yapmış Emekli İtfaiye Uçuş Şefi Scott Vail’in 2001’de savaştığı Yıldız Ateşi, son derece etkili orman yangını yönetim tekniğinin bile sınırlarının çarpıcı bir örneğini sunuyor. İlk yangın ihbarlarına yanıt olarak, ilk müdahalenin bir parçası olarak erken yardım sağlamak üzere bir helikopter gönderildi. Vail ve ekibi, yangın belirli bir eşiğe ulaşana kadar ikinci bir hava bombardımanı turu yaptı. İlave uçağın artık etkili olmayacağını anlayınca geri çekildiler. Yangın bir şekilde yayıldı. Vail, bunun birçokları için öğrenmesi zor bir ders olduğunu ve Orman Hizmetleri için iletmesi zor bir mesaj olduğunu söylüyor. Vail’e göre; uçaklar ve helikopterler aşırı kullanılıyorsa, bunun nedeni vatandaşların sık sık ortaya çıkmalarını ve imkansızı gerçekleştirmelerini beklemesi. Vail: “Bu yangınların bazıları kontrol edilemez olacak” diyor. Ve ekliyor “yukarıda ne olduğu önemli değil.”

Etiketler

  • ateşle savaş
  • harita
  • havadan müdahale
  • iddia
  • Sosyal medya
  • strateji
  • türkiye

Diğer Yazılar