Sean Brooks ‘un ihtisası tıp değil eğitim

Video Talawanda’daki bir liseden

Video (29:30)  Talawanda Lisesi’nin kurul toplantısından. Toplantıda, çoğunlukla velilerden oluşan insanlar lisenin yönetim kuruluna şikayetlerini dile getirirken Sean Brooks isimli kişi de söz hakkı aldı. Kendisini tanıttıktan sonra ise yukarıdaki ifadeleri kullandı. Toplantının videosunun 17 Ağustos 2021’de yüklendiğini görüyoruz.

İnternetten Sean Brooks’u arattık

İnternetten Sean Brooks’u arattığımızda pek çok sonuçla karşılaşmaktayız. Bu sebeple kişinin Talawanda Lisesi’ne yakın bir yerde yaşayacağını varsayarak hareket ediyoruz.  Talawanda Lisesi ABD’nin Ohio eyaletinin Oxford şehrindedir. Brooks’un Oxford’tan olduğunu söylemesi de bu ihtimali güçlendirmektir. Ayrıca Brooks’un Oxford Üniversitesi’nden değil, Oxford şehrinden olduğu ortaya çıkmaktadır.

Sean M. Brooks’un eğitimi

Sean Brooks Oxford diye Google’da arattığımızda ise Oxford’da yaşayan Sean McCalla Brooks isminde birinin Oxford’ta yaşadığını görüyoruz. Biraz daha araştırdığımızda bir röportaj videosu bulduk. 3 Mart 2020’de çekilen röportajda, konuşmacının kişinin ismi Sean Mccalla Brooks ve kurul videosundaki kişiye oldukça benzemektedir. Fakat röportajı izleyince bu Sean Mccalla Brooks’un Tıp yerine eğitim konusunda konuştuğunu ve eğitimde doktorası olduğunu anlıyoruz.

Eğitim uzmanlığıyla Sean McCalla Brooks’u arattığımızda ise Miami Üniversitesi’nden olduğunu görüyoruz. Fakat bakmaya başladığımızda Miami Üniversitesi’nin Brooks’un fotoğrafları kaldırdığını farkettik. Burada Miami Üniversitesi’nin de Oxford’ta olduğunu da belirtmek gerekir. Ayrıca, Sean M. Brooks’un Walden Üniversitesinden eğitim alanında doktorası olduğunu bulduk.  Bununla beraber Brooks’a tezi 2018’de verildiğini de öğrendik. Amazon’a baktığımızda da eğitim ile alakalı Sean M. Brooks’a ait kitaplar görüyoruz.  Ayrıca Sean McCalla’nın podcastlerini de bulmak mümkün. Buradan da eğer Brooks’un hem eğitim alanında hem de tıp alanında uzmanlığı(çok düşük olasılık) yoksa uzmanlığının fizyoloji olmadığı anlaşılmaktadır.

Sean M. Brooks’un iddiaları

Brooks mRNA aşını Dr. Robert Malone’nun bulduğunu ve Malone’nun mRNA aşılarının kesinlikle kullanılmaması gerektiğini söyledi. mRNA aşısını ortaya çıkışını araştırdığımızda aşıyı bulanların Dr. Katalin Karikó ve Dr. Drew Weissman olduğunu bulduk.  Dr. Robert Malone’nun ise mRNA aşı konseptini ve platformunu tasarladığını biliyoruz. Ayrıca, Robert Malone ve karısının Moderna aşısından olduklarını öğrendik. Dr. Robert Malone’nun mRNA aşılanma uygulamasına şüpheli baksa da asla aşı kullanmayın dediğini bulamadık. Aşının 6 ay ile 3-5 yıl arasında öldüreceği iddiasına yönelik ise aşıyı ilk deneyen kişiler aşısını 23 Nisan 2020’de oldukları biliniyor. Amerikan Aşı Kontrol Önleme ve Kontrol Merkezlerine göre 2020 Aralık ayında başlayan aşılmada 16 Ağustos 2021’e kadar 355 milyondan fazla aşı vurulmuş ve aşı ile bağlantısı olabilecek ölüm sayısı yalnızca 6,789’dir.

mRNA aşısı ve bağışıklık sistemi

Aşının bağışıklığı güçsüzleştirdiği iddiası da yanlıştır. Stanford’da yapılan bir araştırmada iki doz aşı sonucunda bağışıklık sisteminin daha güçlendiği gözlemlendi. Geleneksel aşılar vücuda virüsün küçük bir kısmını vererek bağışıklık sisteminin virüse karşı güçlenmesini sağlar. mRNA aşılarında ise virüsün bir kısmı yerine virüsün RNA’sı incelenerek oluşturulan başak protein vücuda verilir ve vücudu buna göre bağışıklık sistemini geliştirmesi beklenir. Dolayısıyla mRNA aşıları bağışıklık sistemini güçsüzleştirmez. Aksine güçlendirir.

mRNA aşısı ve organ iflası

Brooks videoda organ iflasına yönelik mRNA aşısı sonucunda vücutta sitokin fırtınası oluştuğunu ve bunun organ iflasına sebep olduğunu söyledi. Sitokin fırtınasına ise antikor bağımlı kuvvetlendirme sebep olduğunu belirtti. Reuters’ın teyit birimi ve AAP doğrulama organizasyonu daha önce bu iddianın yanlış olduğu sonucuna varmıştı. Sitokin fırtınası sendromu bağışıklık sistemini çok çalışması sebep olur. Sitokin fırtınası organ iflasına da sebep olabilir. Sitokin fırtınası sendromu ile Covid-19 ilişkisine dair pek çok araştırma yapılmasına rağmen ilişkisi tam olarak bilinememektedir. Daha önce bazı Covid-19 vakalarında Sitokin fırtınası sendromu görüldü. Fakat mRNA aşısı ile Sitokin fırtınası sendromu ilişkisi hakkında hiçbir kanıt yoktur. Sitokin fırtınası ve antikor bazlı kuvvetlendirme arasındaki ilişki hala araştırılsa da, antikor bağımlı kuvvetlendirme ve mRNA aşıları arasında bir ilişki bulunamamıştır. AAP konuyu Stanford Üniversitesi’nden Mikrobiyoloji ve İmmünoloji uzmanı Prof. Bali Pulendran sormuş ve Pulendran aşının test edildiği on binlerce insan içinde hiçbir antikor bağımlı kuvvetlendirme vakasına rastlamadığını söylemiştir.

mRNA aşıları ve kan pıhtılaşması

Brooks aşının kan pıhtılaşmasına da sebep olduğunu söyledi. Avrupa İlaç Kurumu Astrazeneca aşısın da yaptıranlarda çok nadir de olsa kan pıhtılaşması görüldüğünü açıkladı. Avrupa İlaç Kurumu 25 milyon raporlanan aşılanan insan içinde 86 kişide kan pıhtılaşması görüldüğünü bildirdi. Fakat Astrazeneca mRNA aşısı değil, viral vektör aşısıdır. mRNA aşılarında ise Avrupa İlaç Kurumu aşı olanlarda aşı olmayanlardan daha az kan pıhtılaşması görüldüğünü açıkladı. mRNA aşıları ile kan pıhtılaşması arasında da herhangi bir ilişki bulunmadığını söyledi. Amerika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri ise 210 milyondan fazla aşılamadan yola çıkarak mRNA aşısı ve kan pıhtılaşması arasında hiçbir bağlantı bulamadıklarını belirtti. AAP de mRNA aşıları ile kan pıhtılaşması arasında herhangi bağlantı olmadığını teyit etti.

mRNA aşıları ve kısırlık

Brooks aynı zamanda aşının kısırlaştırdığını ve aşı vurduran kadınların %80’nin çocuklarını kaybettiklerini iddia etti. İngiltere’de yapılan bir araştırmada BioNTech ve Moderna aşıları (mRNA aşıları) olan 34 bin kişide 17 kadın hamile iken aşı olmayan kontrol grubundan 34 bin kişide 19 kadın hamiledir. Aşı olanlarda hiçbir düşük görülmez iken kontrol grubunda hamilelerde 2 düşük yaşandı. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri özellikle hamile kadınlar için Covid-19 aşısını öneriyor. Çünkü Covid-19 kaynaklı hastalığa yakalanma riski hamilelerde daha fazla. mRNA aşılarının ne hamilelere ne de anne karnındaki bebeğe zarar verdiğine dair de herhangi bir ilişki de bulamadı. Başka bir çalışmada da mRNA aşısının erkeklerin üremesinde herhangi bir etkisi olmadığı gözlemlendi.

mRNA aşının insan DNA’sına etkisi

Aşıda HIV olduğu iddiasına dair ise hiçbir kanıt yoktur. Aksine mRNA aşılarının HIV’ye karşı da kullanılabileceği düşünülüyor. Aşı olanların artık insan olmadığı iddiası da daha önce Reuters’ın teyit birimi tarafından incelendi. Unicef’in yazısına göre mRNA aşıları insan DNA’sına hiçbir etkisi yoktur. mRNA aşıları insan DNA’sı ile herhangi bir ilişkisi de yoktur. mRNA aşılarında virüsün bir kısmını yada kendisini almak (geleneksel aşılar gibi) yerine virüsün RNA’sı ile üretilen yapay protein kullanılmaktadır.