
‘Lucy en eski insan atasıdır’ tezi daha önce çürütüldü
24 Haz 2021
16:05
Sonuç
İddia Yayılımı
Birçok yerli ve yabancı haber kaynağı tarafından uzun yıllardır haber yapılan, dönem dönem sosyal medyada da gündem olup ilgi uyandırarak yüksek oranda etkileşim alan, ‘’en eski insan atası Lucy’’ iddiası İnstagramda @anti.dogmatik adlı hesabın 21.06.2021 tarihli paylaşımı ile tekrar gündeme taşındı. Merak uyandıran iddia akıllarda çok sayıda soru işareti oluşturdu. İddiayı sorgulayıp doğruluğuna inanmayan sosyal medya kullanıcılarının yanı sıra bu ihtimalin mümkün olabileceğini düşünler de var. Peki iddia ne kadar gerçeği yansıtıyor. Dogrula.org araştırdı.
Kanıt
Lucy’nin insanın atası olduğu iddia edildi
Lucy, 1974 yılında Fransız Maurice Taieb ile Amerikalı paleontolog Donald Johanson’un ekibinin Doğu Afrika’da Etiyopya’nın Hadar bölgesinde bulduğu yaklaşık 3,2 milyon yıl yaşındaki 105 cm boyunda bir fosil. Fosile isim verilirken Beatles grubunun “Lucy in the Sky with Diamonds” parçasında adı geçen kızdan esinleniliyor. Çünkü araştırmacılar buluntunun yetişkin yaşta ölmüş bir dişinin hemen hemen eksiksiz iskelet kemiklerinin fosili ile benzer özellikler taşıdığı konusunda hem fikirler. Bu kadar eski fosiller genellikle eksik ve yoğun derecede hasar görmüş halde bulunuyorken, şaşırtıcı şekilde Lucy’nin iskeletinin %40’ı bulundu.
Lucy’nin ‘yürüyüş şekli’ insanın atası iddiasına en önemli delil olarak gösteriliyor. Lucy’nin iskeleti üzerinde araştırma yapan araştırmacılar, özellikle de dizinin yapısı ve omurgasının eğimine dayanarak onun zamanının büyük bölümünü iki ayağı üstünde yürüyerek geçirdiğini söylüyorlar. Lucy’nin ölüm sebebine dair ufak tefek kanıtlar bulunması sebebiyle nasıl ölmediğine dair fikir yürüten bilim insanları, iskelette diş izlerine dair pek kanıt olmaması sebebiyle başka hayvanlar tarafından yenmek için öldürüldüğünü düşünmüyorlar. Aslında sol leğen kemiğinin üzerinde yırtıcı bir hayvana ait tek bir diş izi var, ancak bu izin Lucy ölmeden önce mi, yoksa öldükten sonra mı oluştuğu bilinmiyor. 45 yıl önce Lucy ile ilgili araştırmalarda ilk tespit edilen verilere göre Lucy, Australopithecus afarensis türüne ait, dik yürüyor ve insana benziyordu fakat bir insan boyundan çok daha kısaydı. Lucy öldüğünde erişkin olmasına rağmen boyu 1,1 m uzunluğunda, ağırlığı ise sadece 29 kg kadardı.
Lucy’nin iskeleti Addis Ababa’daki Etiyopya Ulusal Müzesi’nde kendisi için özel yapılmış bir kasada saklanıyor. Yani bugün bulunduğu yer, keşfedildiği yere oldukça yakın. Müzede ziyaretçilere sergilenen iskeletse gerçek iskeletin birebir kopyası. Ancak, gerçek iskelet 2007-2013 arasında ABD’de farklı yerlerde sergilendi. Lucy’nin iskeletinin alçı kopyaları dünyanın farklı yerlerinde bulunuyor.
Hadar ekibi, Australopithecus afarensis olarak adlandırılan aynı türden yüzlerce örnek daha topladı. Kafatası, eller ve ayaklar da dahil olmak üzere Lucy’de eksik olan kısımlar bu parçalarla dolduruldu. Lucy’nin bulunmasından 20 yıl sonra Etiyopyalı araştırmacı Berhane Asfaw’ın da aralarında bulunduğu 40’tan fazla bilim adamından oluşan bir ekip tarafından Ardi adını verdikleri Lucy’den 1.2 milyon yıl daha yaşlı bir iskelet buldular. 2000 yılında da Etiyopyalı bilim adamı Zeresenay Alemseged tarafından Selam adı verilen Lucy’den 120 bin yıl daha yaşlı olduğu bilinen insansı bir iskelet fosili daha bulundu.
Lucy şempanze, goril ve orangutan ile benzer özellikler taşıyor
Fosil Lucy’den sonra yeni insansı fosillerin bulunması, analiz edilmesi ve fosillerdeki eksik parçaların araştırılması süreçleri ile yeni deliller keşfedildi. Uzun yıllardır insansı fosillere dair kesin olarak doğruluğu kabul edilen birçok araştırma tezi bu yeni veriler ile çürütüldü.
– 1999 yılında dünyaca ünlü bir bilim dergisi olan Fransız Science et Vie’nin mayıs sayısında, Adieu Lucy (Elveda Lucy) başlıklı yazıda 573 kodlu yeni bir Australopithecus türü maymun fosili bulgusuna dayanarak bu türe ait maymunların insan soyağacından çıkarılması gerektiği savunuldu.
-2000 yılında Nature dergisinde yayımlanan bir bilimsel makalede, keşfedilen bu yeni insansı türün araştırmalar sonucunda günümüzdeki şempanzeler ve goriller gibi parmak eklemleri ile yürüdüğünün keşfedildiği yazılmıştır.
-2007 yılında İsrail Telaviv Üniveristesinden antropologlar Lucy’nin alt çene çıkıntıısının şempanzelere benzediğini belirterek Lucy insanların doğrudan atası değil açıklamasında bulunmuşlardır.
-Boston Teksas Üniversitesi Antropoloji Uzmanı Prof. John Kappelman Lucy’nin iskeletini incelediğinde ağaçlarda çok uzun süre vakit geçirdiğini hatta ölümünün yüksek ihtimalle ağaçtan düşerek gerçekleştiğini söyleyerek fosili tırmanma yönüyle şempanzelere benzetti.
-2015 yılının Nisan ayında Amerikan Doğa Tarihi Müzesinden doğa bilimciler Gary Sawyer ve Mike Smith, New York Üniversitesinden Scott Williams’ın yardımı ile yaptıkları bir rekonstrüksiyon çalışması sırasında Lucy fosilinin omur kemiklerinden birinin ona ait olmadığını fark ettiler. Yapılan incelemede bu kemiğin bir ”babuna” ait olduğu tespit edildi. Bu kemiğin fosile nasıl eklendiği hala araştırılmaktadır.
-2016 yılında yapılan bir araştırma ile Lucy’nin ait olduğu düşünülen Australopithecus afarensis türünün hem ağaçta hem de karada hareket ettiğini ancak daha çok ağaçlarda yaşadığı tespit edildi.
–Shipman, Australopithecus afarensis’in insanın atası olamayacağını, Australopithecus afarensis’e ait olduğu kabul edilen fosil parçalarının muhtemelen değişik organizmaların fosilleri olduğunu ve bunların yanlış birleştirilmiş bulunduğu görüşünü ifade etti.
-Australopithecus afarensis ve Australopithecus africanus fosilleri üzerinde senelerce araştırma yapan Oxnard ve Zuckerman, Australopithecus afarensis’in el, bilek, ayak, omuz ve leğen kemikleri üzerinde yaptıkları çok yönlü istatistikî araştırmalarla, bu türün insana değil soyu tükenmiş orangutan veya şempanzeye benzediğini belirttiler.
-Australopithecus üzerinde bir ekiple 15 yıl çalışmış olan Zuckerman’ın ifadesi oldukça kesin olarak şöyle diyor: Kafa yapıları bakımından bütün Australopithecus’lar tamamen ileri yapı maymunlar (apes)’a benzerler.