fbpx
Yanlış
Doğru

Sonuç

  • Sezai Karakoç’un böyle bir cümlesi yok. Karakoç ilk şiirlerinden biri olan Monna Rosa’yı, 1952 yılında yazmış.
  • Monna Rosa’ya ilham olduğu söylenen Muazzez Akkaya, verdiği röportajda Sezai Karakoç ile hiçbir zaman birlikte olmadığını söylemiş.

İddia Yayılımı

Sosyal medya, asılsız haberlerin yanı sıra sözde atıfların da hızla yayılmasına sebep oluyor. Twitter’da Sezai Karakoç ile ilgili atıflı bir iddia, kısa sürede çokça beğeni alıp tekrar tekrar paylaşıldı.

Twitter kullanıcısı, Sezai Karakoç’un Monna Rosa şiirine ilham olan kişiden ayrıldıktan sonra şiir yazmayı bıraktığını söylüyor. İddianın devamında, şairin “Hayatın öznesini kaybedince, devrik olur tüm cümlelerin.” dediğini aktarıyor.

Bugün bu iddiayı inceliyoruz.

Kanıt

Karakoç ile Monna Rosa (Muazzez Akkaya) hiçbir zaman birlikte olmadı 

Şairin resmi biyografisine göre 1950 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kayıt oldu. 1952 yılında, 19 yaşındayken, Monna Rosa şiirini yazdı ve ilk olarak okuldaki arkadaşlarına okudu. Şair, hatıralarını anlattığı yazı dizisinde şiirinin gördüğü övgü ile ilgili şunları söyler:

“Monna Rosa, her yerde, şiir gecelerinde okunmaya başlamıştı. Monna şairi diye anılma tehlikesi başgöstermişti benim için. Sıkılıyordum. Doğrusu şiirin yayılmasına mani olmaya çalıştım daha sonraki yıllar diyebilirim.” (Diriliş, 1989)

Şiirdeki dörtlüklerin baş harfleri birleştiğinde Muazzez Akkaya’nın ismi çıkar. Bu sebeple, şairin, üniversiteden arkadaşı Muazzez Akkaya’dan ilham aldığı söylenir. Ancak ikili hiçbir zaman birlikte olmamıştır. Dolayısıyla, herhangi bir ayrılık da söz konusu değildir.

Şair, Diriliş dergisinde yazdığı “Hatıralar” serisinde Monna Rosa şiiri ile ilgili bir bölüm yazar. Burada, edebiyatın içindeki gerçekliği, hayatın bir fotoğrafı gibi düşünmemek gerektiğini vurgular.

Kaynak: Diriliş Dergisi, 23 Haziran 1989

 

Kaynak: Diriliş Dergisi, 23 Haziran 1989

Sezai Karakoç, Monna Rosa ile ilgili yazısında Muazzez Akkaya ismini hiçbir şekilde anmamıştır. Kendi anlatımına bakılırsa ilhamı bir kadın olsa da şiirin yazılmasındaki asıl amaç, Türk edebiyatına yeni bir söyleyiş getirmek.

Muazzez Akkaya: (Okuldan sonra) Kendisiyle hiç görüşmedim

Muazzez Akkaya, Sezai Karakoç ve Mona Rosa şiirinden bahsederken, şair ile okul yıllarında yalnızca selamlaşacak kadar tanışıklıkları olduğunu söylemiş.

Sezai Karakoç’un 2021 Kasım’ındaki vefatının ardından, medya yeniden kendisinin düşüncelerini almak istemiş. T24’ün haberine göre Akkaya, üzüntüsünü dile getirdikten sonra Karakoç’un akrostiş yazdığı günleri şu sözlerle anlatmış:

“Monna Rosa şiirinden ikinci sınıfta haberdar olmuştum. Aynı sınıfı paylaştığım Altan Öymen’in eşi Aysel Öymen çok güzeller şiirler yazan biri var demişti. Şiir gecesi olmuştu, o şiiri okumuştu. Valla yakınlık duyamadım. Çalışkan bir arkadaştı. Ama pek düşünmüyordum aynı sınıftan biriyle… Cemal Süreya ile aynı sınıftaydık. O da cebime şiirler koyuyordu. Evlendi yuva kurdu.”

Monna Rosa (1952), Sezai Karakoç’un (ö. 2021) yayımlanan ilk şiirlerinden

Monna Rosa’ya tarih olarak 1952 İlkbahar notu düşülmüş. Sezai Karakoç’un ilk dönem şiirlerindendir. Bu sebeple onu müjdelediği söylenir. Şiir dört bölümden oluşur: Aşk ve ÇilelerÖlüm ve ÇerçevelerPişmanlık ve Çileler, Ve Monna Rosa.

Kendisi, en çok yayılan bu şiirinden bahsederken, modern bir Leyla ile Mecnun yazma niyeti olduğundan bahseder.

Kaynak: Diriliş Dergisi 23 Haziran 1989

Monna Rosa’daki aşk, başlarda beşeri anlatıma sahipken sonlara doğru ilahi bir aşka dönüşür. Karakoç’un da söylediği gibi Leyla ile Mecnun ve benzeri klasik edebiyat ürünlerinin işlenişine benzer. Şair, hatıralarında bu şekilde dönemin Garip akımının da dışına çıkmak istediğini söyler.

Karakoç, Monna Rosa şiirlerini farklı perspektiflerden yeniden yazmıştır. Bununla kalmayıp farklı şiirler kaleme almaya devam etmiştir. Monna Rosa‘dan sonra yayımlanan birçok şiiri ve de şiir kitabı vardır.

Şiir hüzünlü bir aşk hikayesinden çok bir şiir dilinin oluşturulma çabasını içeriyor. Nitekim; Sezai Karakoç, Monna Rosa şiirinden bahsederken Muazzez Akkaya’nın adını veya  anmaz. Şiir hakkındaki senaryoların büyük ölçüde asılsız olduğunu söyler.

Sezai Karakoç; Monna Rosa ile hiçbir zaman birlikte olmamış, şiir yazmayı bırakmamış, “Hayatın öznesini kaybedince, devrik olur tüm cümlelerin” dememiştir.

Bu iddiayı Malumatfuruş üzerinden de okuyabilirsiniz.

Bu sonuca itiraz et

Etiketler

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar