fbpx
Yanlış
Doğru
Uydurma

Sonuç

  • Cumhurbaşkanlığı arşivinde böyle bir belge yer almıyor.
  • Telgraf el yazısıyla yazılan belgelerin gönderildiği ve imzanın eklenebileceği bir araç değil.
  • Yazı dili diplomatik değil.
  • İddiaya konu olan tarih 1919  yılı olsa da Suudi Arabistan 1932’de kuruldu.
  • Atatürk soyadı 1934’te verildi.

İddia Yayılımı

Geçtiğimiz aylarda Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Galatasaray ve Fenerbahçe arasında oynanacak Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da gerçekleşeceği açıklanmıştı. Ancak müsabakanın gerçekleşeceği gün (29 Aralık 2023) maç öncesinde yaşanan kriz sebebiyle takımlar sahaya çıkmama kararı aldılar. Karşılaşmanın gerçekleşmeme nedenleri arasında futbolcuların Cumhuriyetimizin 100. yılı olması sebebiyle maça Atatürk’ün fotoğrafının basılı olduğu formalarla çıkma taleplerinin kabul edilmemesi de gösterilmişti.

Türkiye’nin gündemine oturan bu olay üzerine sosyal medyada daha önceden de paylaşılan bir iddia yeniden dolaşıma sokuldu. İddiaya göre Atatürk 26 Haziran 1919’da yani milli mücadelenin henüz başlarında Suud Kralına şu sözleri içeren bir mektup göndermiş:

“Suud kralının dikkatine! Tarafımıza ulaşan haberlere göre Allah’ın sevgili ve özel kulu, elçisi peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın kebrini yıkıp yerini değiştirecekmişsiniz. O mezarın tek taşına dokunursan Kurtuluş Savaşı’nı bırakır ordularımla aşağı inerim.”

Cumhurbaşkanlığı arşivinde de yer aldığı iddiası ile paylaşılan söz konusu iddiayı inceledik.

Kanıt

İncelememize sözde belge ile başlıyoruz. Öncelikle metnin ‘senli-benli’ dilinin diplomatik yazışma ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Atatürk’ün dilinden oldukça uzak olduğu çok açık. Ayrıca mektuba geçmeden düşülen “el yazısı ve imzasıyla çektiği telgraf” notu da oldukça absürt. Çünkü telgraf el yazısıyla çekilen bir teknoloji değil, dolayısıyla imza eklenmesi de mümkün değil.

Yine metinden devam edecek olursak mektup, “Suud kralına” hitabıyla başlıyor ancak Suudi Arabistan Krallığı 1932‘de kuruldu. Dolayısıyla 1919’da bu hitabın bir karşılığı yoktu.

1919’da Suud Kralının yanı sıra bir şey daha yoktu: Mustafa Kemal Paşa’nın Suud Kralı üzerine sürebileceği bir ordusu. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkılmış olsa da henüz bölgesel birlik dahi Mustafa Kemal’in emrinde değildi. Ordu kurmak için düzenlenen kongreler tamamlanmamıştı. Emrinde onunla Suudi Arabistan’a gidecek bir ordunun olduğu gerçeklik dışı ihtimalde dahi işgal altındaki bölgelerdeki (Irak İngiliz, Suriye Fransa mandasındaydı) düşmanlarla da çatışması gerekecektir. Anadolu’nun bağımsızlığı elde edilmeden memleketin terk edilip Mekke’ye gidilmesi de beklenemez. Ayrıca Kurtuluş Savaşı, o dönemde kullanılan bir ifade değil, sonradan kullanılmaya başlandı. Savaş dönemindeki telgraflara baktığımızda “milli mücadele” kullanımının yaygın olduğunu görüyoruz.

Sözde belgeden devam edecek olursak Atatürk Araştırma Merkezi’nin yayımladığı Kaynakçalı Atatürk Günlüğü’ne göre kendisi 26 Haziran 1919’da Tokat’taydı. Birkaç gün öncesinde -22 Haziran 1919- ise Amasya Genelgesini imzalamıştı. Bir sonraki adımı ise 10 Temmuz’daki Erzurum Kogresi’ydi. Kaynakta, gün gün çektiği önemli telgrafların ve gönderdiği mektupların içeriğine de değiniliyor. Ancak bunların arasında son derece çarpıcı bir konu olan iddia mektubu yer almıyor.

Son olarak tarih kısmının altına Mustafa Kemal Atatürk yazıldığını görüyoruz. Atatürk soyadı, kurucu liderimize 1934’te verildi. 

1919’da bu ismi kullanması mümkün değil.

Belge incelememizi bitirirken son olarak kaynak olarak gösterilen arşivde tarama yaptık. Devlet arşivlerinde söz konusu mektup veya telgraf bulunmuyor.

Sonuç olarak söz konusu iddia baştan sona bir uydurma örneği.

Bu sonuca itiraz et

Etiketler

  • Mustafa Kemal Atatürk
  • Suud Kralı

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar