Arkadaş kelimesinin “arka taş”tan geldiği iddiası
3 Nis 2024
13:53
Sonuç
- Dilbilimciler arkadaş kelimesinin birliktelik belirten “daş” ekiyle oluştuğu konusunda hemfikir.
- Savaş zamanı sırta taş bağlandığına dair herhangi bir tarihi anekdot yok.
- İddianın en eski kaynağı bir forum gönderisi.
İddia Yayılımı
Arkadaş kelimesinin kökeninin “arka taş”a dayandığının anlatıldığı video sosyal medyada 2 milyondan fazla görüntülendi. Videoda “arkadaş” kelimesinin ortaya çıkış hikayesi ise şöyle anlatılmış:
“Eski Türkler savaşırken askerler arkadan gelebilecek herhangi bir tehdidi kapatmak için sırtlarına bir taş bağlarlarmış veya bir taşa yaslanırlarmış. Bu sebeple de o taşa da arka taş ismi verilirmiş. Kelimenin kökeni aslında bize kelimenin anlamını da anlatıyor. Çünkü arkadaş dediğimiz şey bizim hayatımızda sırtımızı yasladığımız güzel insandır. Hakikaten bir insanın hayatında bir dostu bir arkadaşı varsa insanın o güveneceği bir dağ gibidir.”
Kanıt
Anlatıyı ilk dinlediğimizde dikkatimizi çeken, savaşa sözde sırta taş bağlanarak gidildiği iddiası oldu. Savaş gibi hızlı hareket kabiliyetleri gerektiren bir ortamda sırtta taşın yük edilmesi mantıksız gelmekle birlikte, konuyla ilgili araştırma yaptığımızda bunu destekleyen bir kaynak da göremedik. Kaynaklarda ok atarken sırtın bir taşa dayandığı bilgisi yer alıyor.
Arkadaş kelimesi, TDK’de “birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri; yoldaş” olarak tanımlanmış.
Kubbealtı Lügatı’nda, “Aralarında yakınlık, dostluk ve sevgi bulunan kimselerden her biri” açıklamasının yanında etimolojik kökeni de eklenmiş: “arka+daş”.
İsmet Zeki Eyuboğlu da Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü’nde arkadaş kelimesi “arka (koruyucu, yardımcı, sırt)dan daş ekiyle arkadaş.” şeklinde açıklanmış
Türkçede isimden isim yapan bir ek: +daş
Eski Türkçe döneminden bu yana işlevini devam ettiren eklerden biri +daş’tır.
Yenisey ve Orhun Yazıtlarından bu yana takip ettiğimiz eki kelimelere “ortaklık, eşlik/eşitlik/benzerlik, birliktelik, mensubiyet/bağlılık” anlamı katması için kullanıyoruz. Örneğin ortaklık ifade etmek için eklenmesiyle oluşturulan kelimelere; çağdaş, dildaş, kandaş, paydaş, vatandaş kelimelerini gösterebiliriz. Benzerlik ifade eden örnekleri arasında boydaş, fikirdeş, meslektaş sayılabilir. Mensubiyet belirten +daş ekli kelimelere dindaş, ülküdaş, yandaş örneklerini verebiliriz. Ekin bir diğer işlevi olan birliktelikte ise iddiamızın da temeli olan arkadaş kelimesini örnek olarak verebiliriz. Arkadaş, gönüldaş, kafadaş, sırdaş, yoldaş gibi kelimelerde olduğu gibi +daş eki eklendiği kelimelere “birliktelik” anlamı katar.
+Daş ekiyle ilgili en eski etimolojik bilgiye Kaşgarlı Mahmud’un Divan’ü Lügati’t-Türk’ünde rastlıyoruz. Kaşgarlı Mahmud, tǖdeş sözcüğünün anlamını açıklarken +Daş ekinin işlevlerine ve bu ekten türeyen emigdeş, kadaş, karındaş, köñüldeş, yérdeş sözcüklerinin etimolojilerine de yer vermiş. Divan’ü Lügati’t-Türk’te arkadaş kelimesi yer almıyor. Ancak aynı ekin kullanıldığı ve arkadaş ile eşleşebilecek “adaş” kelimesi yer alıyor.
Dilbilimcilerin çoğu +daş ekinin bulunma hal ekiyle “eş” sözcüğünün birleşimiyle meydana geldiğini kabul eder. Arkadaş kelimesi de buna verilen örnekler arasındadır. Sırt anlamındaki arka kelimesine falanca yerde, alanda, faaliyette anlamını verecek şekilde “+ta+eş” yani “daş” eki getirilmiştir.
Ekin kullanım amacını ve örneklerine baktık, tarihçesinden bahsettik. Arkadaş kelimesinde birliktelik vermek amacıyla kullanılmış . Bu haliyle tarihi Türk lehçelerinden Karahanlı Türkçesiyle yazılmış Kuran Tercümesi’nde kullanılmış: “arkadaşları azu uguşları anlar bitidi [402r/1]”.
İddianın kökeni forum sayfası
İddianın internet geçmişini araştırdık. Karşımıza çıkan en eski paylaşım Hisse.net’e 12 Nisan 2004’te girilmiş bir paylaşım.
Konuyla ilgili bir başka eski tarihli paylaşımın da Mayıs 2004’e ait Ekşi Sözlük içeriği olduğunu gördük.
Sonuç olarak akademik çalışmalar arkadaş kelimesinin kökeninin “arka” ile birliktelik bildiren +daş ekinin birleşiminden oluştuğunu ortaya koyuyor. Savaşta kullanılan herhangi bir arka taşı ne tarihsel ne de etimolojik olarak kaynaklarda yer almıyor. İddia uydurmadan ibaret.