Araştırma aşıyı değil, iklim değişikliğini sebep gösteriyor
19 Kas 2021
14:41
Sonuç
İddiaya kaynak olarak, Amerikan Kalp Derneği Dergisi’nde 30 Ocak 2019’da yayımlanan araştırma gösterilmiş. Söz konusu araştırma, pandemiden neredeyse bir yıl önce yayımlanmış. Araştırmada bebeklerdeki kalp kusurları, ‘iklim değişikliği etkeni’ çerçevesinde incelenmiş. Özellikle hamilelikte maruz kalınan yüksek sıcaklıklara vurgu yapılmış.
İddia Yayılımı
Sosyal medya kullanıcıları, iklim değişikliği nedeniyle doğuştan kalp kusurlarındaki olası artışları konu alan bir makale hakkında paylaşımlar yapıyor. Kullanıcılar, kalp kusurlarına aslında COVID-19 aşılarının sebep olduğunu fakat bu yan etkiyi örtbas etmek için iklim değişikliğinin sebep gösterildiğini iddia ediyor. Uluslararası medya organlarında ve sosyal medya platformlarında yer alan bu iddia, Türkiye’de de @lightforceTR adlı Twitter kullanıcısının 15.11.2021 tarihli paylaşımıyla gündeme taşındı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde iklim değişikliği nedeniyle doğuştan kalp kusurlarındaki olası artışların konu edildiği, Ocak 2019’da yayımlanan makale tartışmalara sebep oldu. Sosyal medya platformlarında ve birçok haber mecrasında yer alan iddianın gerçekliği merak konusu oldu.
Söz konusu iddia daha çok şu başlık ile paylaşılıyor: “İklim değişikliği nedeniyle önümüzdeki 10 yıl içinde bebeklerde kalp sorunlarının artması bekleniyor… İklim Değişikliği mi? Senin gerçekten aptal olduğunu düşünüyorlar.” Tüm bu eleştirilerin aksine, paylaşımlara yapılan yorumlarda iddianın gerçek olduğuna yönelik söylemler de var.
Kanıt
Hayvan çalışmaları iklim değişikliğini gebeler için riskli buldu
Amerikan Kalp Derneği Dergisi’nde, 30 Ocak 2019’da yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklığın 2025’ten itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde kalp kusurlarıyla doğan bebeklerin sayısını artırabileceğini öne sürüyor.
Hayvan çalışmaları iklim değişikliğini gebeler için riskli buldu
Amerikan Kalp Derneği Dergisi’nde, 30 Ocak 2019’da yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin neden olduğu aşırı sıcaklığın 2025’ten itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nde kalp kusurlarıyla doğan bebeklerin sayısını artırabileceğini öne sürüyor.
Amerikan Kalp Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, doğumsal kalp kusurları veya bebeklerin doğduğu kalp anormallikleri ABD’de her yıl yaklaşık 40.000 yenidoğanı etkiliyor.
“Erken Gebelikte Annenin Isıya Maruz Kalmasında Öngörülen Değişiklikler ve Amerika Birleşik Devletleri’nde İlişkili Konjenital Kalp Kusur Yükü” adlı iddiaya konu olan makale çalışması, “gebeliğin erken döneminde (gebelikten 3-8 hafta sonra) annenin ısıya maruz kalmasındaki olası değişiklikleri ve gelecekte buna bağlı konjenital kalp kusurlarının (KKH) yükünü” konu alıyor. Çalışmanın yöntemi, hamileliğin ilk aylarında ve KKH’lerde annenin ısıya maruz kalmasına ilişkin mevcut bir “ülke çapında vaka kontrol çalışması” yapıldığını ve 2025-2035 dönemi için öngörülen, daha sıcak sıcaklıklarla olasılık oranlarının dikkate alındığı, şeklinde tanımlanıyor.
Çalışma, annenin ısıya maruz kalmasındaki artışların daha fazla doğuştan kalp kusuru vakasına yol açabileceğini ve bulguların iklim değişikliği ve halk sağlığı ile mücadelede politika yapıcılara yardımcı bilgiler sağladığına dikkat çekiyor.
İddia kaynağı makalenin COVID-19 virüsünün Aralık 2019’da ortaya çıkmasından neredeyse bir yıl önce yayımlanması, iddianın gerçek dışı olduğunu kanıtlıyor. Zira COVID-19 aşıları bir yana COVID-19 virüsü dahi ortada yokken, aşının yan etkilerinin iklim değişikliği ile örtbas edilmesi olası görülmüyor.
Söz konusu araştırmaya göre hamile bir kadının ısıya maruz kalmasının, bir bebekte doğuştan kalp kusuruna yol açabileceği bilgisi net değil. Fakat gebe hayvan çalışmalarına bakıldığında, ısının fetüslerde hücre ölümüne neden olabileceği ve gelişimde önemli olan ısıya duyarlı proteinlerle etkileşime girebileceği görülüyor.
Riskin saptandığı eski bir araştırma daha var
ABD’de Eylül 2018’de yapılan ”Yaz ve ilkbaharda erken gebelik sırasında annenin ortam ısısına maruz kalması ve doğuştan kalp kusurları” başlıklı bir çalışmada araştırmacılar, aynı gruptan hamilelik sırasında yüksek sıcaklıklara maruz kalan gebelerin bebeklerinde, konjenital kalp kusurları riskinin artmasına bağlantılı olduğunu saptadı. Araştırmaya 1997-2007 yılları arasında doğum yapan kadınlar dahil edildi. Ocak 2019 tarihli iddia kaynağı makalede ise araştırmacılar bu verileri iklim değişikliği sıcaklık tahminleriyle birleştirdi.
Ekip, NASA ve Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü tarafından toplanan iklim değişikliği tahminlerini temel alarak, ABD’deki çeşitli coğrafi bölgeler için günlük maksimum sıcaklıklardaki değişiklikleri simüle etti ve hamile kadınların ilkbahar ve yaz aylarında ne kadar ısı ve aşırı ısı olaylarına maruz kalacağını hesapladılar. Açıklamaya göre, 2025 ile 2035 arasında, iklim değişikliği kaynaklı ısı olaylarının ek 7.000 doğumsal kalp kusuru vakasını teşvik edebileceğini buldular. Bu vakaların çoğunun Ortabatı’da, ardından Kuzeydoğu ve Güney’de olacağını buldular.
Yazar Dr. Shao Lin, “Bu çalışma ön çalışma olmasına rağmen, hamileliğin ilk haftalarındaki kadınların kalp nöbetleri sırasında kardiyovasküler ve akciğer hastalığı olan kişilere verilen tavsiyeye benzer aşırı sıcaklardan kaçınmaları ihtiyatlı olacaktır” dedi.
New York Eyalet Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, Albany Üniversitesi ile çevre sağlığı hizmetlerinin yürütüldüğü belirtildi. Hamile kalmayı planlayanlar veya üç ila sekiz haftalık hamile olanlar için aşırı sıcaktan kaçınmanın özellikle önemli olduğunu söyledi. WordsSideKick.com daha önce, hamileliğin erken döneminde ısıya maruz kalan hamile kadınların , beyin veya omurilik kusurlu bebek sahibi olma riskini artıran hipertermi veya aşırı yüksek vücut ısısı geliştirebileceğini bildirmişti. Reuters doğrulama platformu da söz konusu iddianın doğru olmadığı kararına vardı.